Abstract:
Ortaokul eğitiminde İngilizce'nin öğretim ve öğrenim süreci sadece algılamaya ve üretmeye yönelik becerileri (Okuma, Dinleme, Yazma ve Konuşma) edinmeyi içermez. Öğretme-öğrenme döngüsünü, değerlendirme ve ölçme olmaksızın düşünmek mümkün değildir. Bu nedenle, değerlendirme aşamasında merkezi sınavların rolünü dikkate alınması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavında (TEOG) yer alan İngilizce soruları ile ilgili öğretmen ve öğrenci görüşlerini ortaya koyarak karşılaştırmak ve merkezi sınavların İngilizce öğretme ve öğrenme süreci üzerindeki gerekliliğini, önemini, olumlu ve olumsuz etkilerini ortaya çıkarmaktır. Betimsel nitelikli araştırmanın çalışma grubunu Antalya'da 6 farklı ortaokulda öğrenimlerini sürdüren 545 sekizinci sınıf öğrencisi ile bu okullarda görev yapan 20 İngilizce öğretmeni oluşturmuştur. Çalışmada elde edilen veriler araştırmacı tarafından geliştirilen bir öğrenci anketi ve ölçek ile öğretmenlerle yapılan görüşmeler yoluyla toplanmıştır. Toplanan veriler uygun analiz teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın bulguları, altı devlet ortaokulunun birbirine çok yakın konumlanmasına rağmen, okulların TEOG başarı seviyesine, öğrencilerin İngilizce ders algılarına ve ailelerin tutumlarına göre istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu çalışmanın diğer dikkat çeken bulgusu öğrencilerin ve öğretmenlerin TEOG sınavındaki İngilizce sorularından dolayı hissettikleri baskı ve kaygıyla ilgilidir. Analiz sonuçları TEOG sınavındaki İngilizce test öğelerinin öğrencilerin dinleme, yazma ve konuşma becerilerini anlamlı bir şekilde yordamadığını göstermektedir. Aynı zamanda, öğretmenler merkezi sınavların öğretim programlarına, materyal seçimlerine ve değerlendirme araçlarına olumsuz ileri etki yaptıklarını vurgulamışlardır. Elde edilen bu sonuçlara dayanarak araştırmada TEOG İngilizce çoktan şeçmeli soruların eğitim-öğretim sürecindeki bütün paydaşlar için bir dil yeterlilik göstergesi olarak kullanılması gerektiği önerilmiştir. Bu yolla bütün dil becerilerini kapsayan daha sistemli çalışmaların ve ölçme öğelerinin kullanılabileceği belirtilmiştir.