Abstract:
İntravasküler kateterler günümüz tıbbında çok amaçlı olarak oldukça yaygın bir kullanım alanı bulmuşlardır. Özellikle yoğun bakımlarda sıkça kullanılan ve çok fazla manüple edilen santral kateterlerde kolonizasyon ve infeksiyon riski daha fazla gözlemlenmektedir. Bu çalışmada prospektif olarak hastanemiz yoğun bakımlarında santral kateter takılan hastalarda gelişen kateter ile ilişkili infeksiyonların sıklığı, etken mikroorganizmalar, etken mikroorganizmaların duyarlılıkları ve kateter ile ilişkili infeksiyonlardaki risk faktörlerinin saptanması amaçlanmıştır. Temmuz 2000- Temmuz 2001 tarihleri arasında infeksiyon kontrol hemşiresine haber verilen toplam 92 hastada çıkarılan/değiştirilen 1 03 santral kateter çalışmaya alındı. Yüzüç kateterin 34'ünde (%33) katetere bağlı bakteriyemi, 29'unda (%28) kateter kolonizasyonu, 2 'sinde çıkış yeri infeksiyonu ve 7 'sinde sekonder bakteriyemi saptandı. Otuzüçünde ise (%32) herhangi bir infeksiyona rastlanmadı. Katetere bağlı bakteriyemilerde izole edilen 37 mikroorganizma içinde ilk sırayı S. aureus 14 (%37) alıyordu. Bunu koagülaz negatif stafilakoklar( KNS) 9 %24 izliyordu. Gram negatif bakteriler ise (13) %35 oranında saptandı. Gram negatif organizmalar içinde Pseudomonas spp, Acinetobacter spp, ve E. coli en sık saptanan etkenlerdi. Kateter kolonizasyonu olarak düşünülen 29 atakta ise 3 1 etken saptandı. İlk sırayı %41 (13) ile KNS alırken, bunu %16 (5) ile S. aureus izliyordu. Gram negatif bakteriler ise kateter kolonizasyonunda (11) %35 oranında etken olarak izole edildi. Üretilen KNS Terde %72 oranında metisilin direnci saptanırken, S.aureus'larda bu oran % 85 idi. Kateter ile ilişkili infeksiyonlarda araştırılan risk faktörlerinden ( bölümü, eşlik eden hastalık, lümen sayısı, cinsiyet, yaş, yatış süresi, kateter kalış süresi) hiçbirinde istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Önemli bir morbidite ve mortalite nedeni olan kateter infeksiyonlanmn önlenmesinde ve hastanemiz yoğun bakımlarında gelişen katetere bağlı infeksiyonların ampirik tedavinin planlanmasında bu veriler yol gösterici olabilir. Bu verilerin belli aralarla gözden geçirilmesinin yararlı olacağını düşünmekteyiz.