Özet:
Bu çalışmada p53 ve P-gp ifadeleri ile proliferatif aktivitenin kolorektal karsinogenezdeki rolleri; tümör proliferasyon aktivitesinin prognozu belirlemede rolü olduğu bilinen parametreler (hasta yaşı, cinsiyeti, tümörl..ln büyüme paterni, venöz invazyon, parinöral invazyon, lenf nodu metastazı, tümör çevresindeki lenfesilik infiltrasyon ve grade) ile ilişkisi ve P-gp ifadesinin kemoterapiye yanıt üzerine etkisi araştırılarak kolorektal karsinogenezin çok yönlu değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı arşivinden 30 adenem ve 30 adenokarsinom olgusu seçilmiş ve adenokarsinom ameliyat materyallerine ait 30 normal mukoza alanı alınarak çalışma grubu oluşturulmuştur Proliferatif aktiviteyi belirlemek için PC10 (PCNA) ve monoklenal Ki-67 antikoru (Ki-67) ile immunhistokimyasal boyama yöntemleri kullanılmıştır. immunhistokimyasal boyama işlemi açısından iki proliferasyon belirleyiciden PC10 daha basit ve hızlı, monoklenal Ki-67 antikoru ise daha fazla dikkat, titizlik,uzun çalışma suresi gerektiren ve standardizasyon için birçok ön denemeye ihtiyaç gösteren bir yöntem olduğu bulunmuştur. Proliferasyon indeksleri (PC10 ve monoklenal Ki·-67 antikoru ile belirlenen) ve p53 (N0-7) pozitifliğinin normal mukozadan adenem ve adenakarsinema geçişte progresif artış gösterdiği ve gruplar arasındaki farkın anlamlı olduğu göri.Jimüştür. Proliferatif aktivite ile p53 pozitifliği arasında ilişki bulunmaması nedeniyle kolorektal karsinogenezde birbirlerinden bağımsız olarak rol aynadıkları di.Jşünülmuştür. Adenem olgularında saptanan p53 (N0-7 monoklenal antikoru) ile pozitif boyanma adenem çapı, tipi ve displazi derecesi ile ilişkili bulunmamış ve N0-7 monoklenal antikoru ile immunhistokimyasal boyanmanın tum mutasyonları temsil etmeyebileceği düşünülmüştür. Kolorektal adenokarsinomlarda primer çok ilaca direnç P-gp (JSB) ile %60 olarak bulunmuş ancak P-gp ifadesi ile kemoterapiye cevap arasında ilişki bulunamamış, in vitro çalışmalarda gösterildiği gibi 5-FU'in ÇiD'den etkilenmediği saptanmıştır. Proliferatif aktivite ile prognozda rolu olduğu bilinen klinik ve histopatolojik parametreler arasında ilişki izlenmediği için kolorektal adenokarsinomlu hastaların prognozlarının belirlenmesi ve tedavilerinin yönlendirilmesi konusunda daha geniş serilerde başka prognostik parametrelerle yapılacak çalışmalara ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır