Abstract:
İnsanın içinde yaşadığı kültürün kendine ait evrimsel dinamikleri vardır. Bu dinamikler uyarınca değişen, başkalaşan kültürel dünya her dönemde insanlığın karşısına yeni ahlaki sorunlar çıkarmıştır. Bu ahlaki sorunların tamamı insanın yaşamasıyla ilgilidir ve insanın yaşamını yeniden anlamlandırmasını gerektiren koşullar yaratır. Çağımız var olan ve var olması olası birtakım varoluşsal krizlerin eşiğindedir. İnsanlık çağlar içerisinde çeşitli varoluş krizleriyle yüzleşmiş ve düşünürler bu krizlerin aşılabilmesi adına çeşitli kuramlar geliştirmişlerdir. Varsayımsal bir varoluş krizinin aşılması için yaşam bütünlüğü adı altında bir anlayış tasarlanmaktadır. Bu tasarı temelde insanın yaşamına etki eden birtakım olumsuz etmenlerin öz bilinçle sorgulanması ile, kendini bilerek, bireysel özgünlüğünde yaşamını sürdürmesi üzerinedir. Anlayışın bireye sunacağı alternatiflerden biri erdeme dayalı bir yaşamdır. Erdem problemi özellikle İlkçağ felsefelerinde baskın olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsan felsefesi ile birlikte erdem kavramı düşünce dünyasında bir öğe olarak belirmiş ve çağın bütün ahlak düşünürleri tarafından tartışılmıştır. Bu tartışmaların en verimlilerinden biri Platon'un erdem anlayışıdır. Platon bilgelik temelinde erdemli bir insan modeli kurgulayarak içinde yaşadığı varoluşsal kriz dönemine bir alternatif sunmuştur. Bu bakımdan Platon, içinde yaşadığı dönem ve etkileşim halinde olduğu diğer düşünürler, yaşam bütünlüğü anlayışının temellendirilmesine bir örnek olması bakımından, erdem temelli bir insan modeli görüşü doğrultusunda değerlendirilecektir.