Abstract:
Râzî (ö. 606/1210) ve Âlûsî (ö. 1270/1854), farklı asırlarda yaşamış iki önemli müfessirdir. Dirâyet tefsiri alanında eser yazan her iki müellif de yaşadıkları dönemde dini alandaki problemlere çözüm aramışlardır. Bunun için Müslümanların ana kaynağı olan Kur'ân'ı, rivâyet tefsirini de dikkate alarak akıl ve mantık metodu ile açıklama yoluna gitmişlerdir. Mefâtîhu'l-gayb ve Rûhu'l-me'ânî adlı eserlerinde takip ettikleri en önemli metotları Kur'ân ve sünnet bütünlüğünü dikkate alarak tefsir etmektir. Râzî ve Âlûsî sünneti, Kur'ân'ı anlamada en önemli kaynak olarak görmüşler ve sünnetsiz ayetleri açıklamanın mümkün olmadığına işaret etmişlerdir. Bu araştırmanın temel amacı müelliflerin eserleri aracılığıyla Kur'ân ve sünnet arasındaki ilişkinin ortaya konulmasıdır. Tarama ve tasnif yöntemleri kullanılan araştırma; giriş, üç bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Bu çalışmada öncelikle Kur'ân ve sünnet kavramları açıklanarak sünnetin, dindeki kaynak değerinin ortaya çıkarılmasına çalışılmıştır. Kur'ân ve sünnet ilişkisinin çerçevesi başlıklar halinde ortaya konulmuştur. Ayrıca her bölüme ait değerlendirmeler yapılmıştır. Mefâtîhu'l-gayb ve Rûhu'l-me'ânî'de bu başlıklar, hadislerin açıkladığı konular eşliğinde ele alınmış ve iman, amel (emir ve yasaklar) sırasına göre tertib edilmiştir. Her iki müfessirin de mücmel, müşkil, mutlak anlamların açıklanmasında sünnette müraccat ettikleri görülmüştür. Böylece dini yorumlarken hadislere başvurmanın önemini ortaya çıkarmışlar ve bu alanda Müslümanlara yol göstermişlerdir.