Abstract:
Limanlar dünya ticaretinde çok önemli yere sahiptir. Günümüzdeki ticaretin %90'ı limanlar üzerinden gerçekleştirilmektedir. Limanlar, faaliyetleri sebebiyle, çok farklı atmosferik kirleticinin önemli emisyon kaynağı olma hüviyetindedir. Liman emisyonların bir kısmını sera etkisine sahip gazlar oluştururken, diğer bir kısmını ise atmosferde kalma süresi daha kısa olan fakat sağlık etkisi liman çevresinde daha fazla olan kirleticiler (gazlar ve partiküller) oluşturmaktadır. Ülkemiz tarımı, turizmi ve ticareti açısından hızlı bir gelişim gösteren Antalya'da, 201.125 m² alan üzerine kurulu bulunan Antalya Liman'ı, İzmir-Mersin arasındaki 624 deniz millik kıyı şeridi üzerindeki en büyük organize ve mendireklerle korunan liman olma özelliği taşımaktadır. Bu çalışma ile, ülkemiz için önemli bir yere sahip Antalya Limanı'nın da liman ve gemi faaliyetleri sonucu yapılan sera gazı, kükürt dioksit, azot oksitler ve partikül madde emisyon envanteri oluşturulmuş. Limanın doğrudan emisyonlarında en yüksek payın motorin kullanan iş makinaları kaynaklı olduğu belirlenmiştir. Gemilerden kaynaklı emisyonlarda ise konteyner ve kuru yük gemilerinin limanda kalış sürecinde yapmış oldukları emisyonların en yüksek paya sahip olduğu tespit edilmiştir. Kirleticilerin emisyonlarının azaltılması ve emisyonların alıcı ortama etkilerinin azaltılması için çeşitli senaryolar üzerinde çalışılmıştır. Çalışılan ilk senaryoda gemilerin %20'sine limanda kalış süresi boyunca kıyıdan elektrik enerji temin edilmesi durumunda 2019 ve 2020 yılları için toplamda sırasıyla %12,65 ve %15,14 oranında CO2 emisyonlarında düşüşe sebep olunacağı belirlenmiştir. İkinci senaryoda ise liman operasyonel faaliyetleri kapsamında tüketilen elektrik miktarının %50'sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması ve liman iş makinalarının %20'sinin elektrikli makinalar ile değiştirilerek yenilenebilir kaynaklardan enerji temin edilmesi durumunda 2019 ve 2020 yılları için meydana gelen sera gazı emisyon azaltım miktarlarının sırasıyla %6,05 ve %4,97 oranında olduğu belirlenmiştir. Sonuçlar bize iklim değişikliğinin önlenmesi için zaman kaybedilmeden azaltım senaryolarının hayata geçirilmesi gerektiğini göstermektedir.