Özet:
Sınırsız boşluk, mimarlığın varlığı ile birlikte insanlar için elverişli hale gelmiştir. Bu durum boşluğun mimarlık aracılığı ile insanlar için fiziksel olarak tanımlanmasıyla mümkündür. Tanımlanan mekân, insanların sürekli olarak etkileşime girebilecekleri ve varlıkları ile bütünleşebilecek bir hacmi açığa çıkarmaktadır. Bütünleşen yapısı ile mekân, insanlar için fiziksel bir alanı belirtirken bu alanın sınırları insanlar tarafından duyular aracılığı ile algılanan değişken bir yapıyı tanımlamaktadır. Algılanan çevre üzerindeki yaşam ve deneyimlerin ifadesi olan mekân, yer kavramının tanımını başlatmaktadır. Yer, karşılık olarak fiziksel bir lokasyonu belirtmekle birlikte yapılı bir çevrenin ötesinde farklı bir şekilde zihindeki soyut bir tanımı da içermektedir. Yer olma, mekânın fiziksel bir çevre oluşturmasından farklı olarak insanın deviniminde duyular yardımıyla algılanarak anlam ifade etmektedir. Mekânın algısal boyutu insan için bulunduğu yer ile bağını kuvvetlendirmektedir. Bağ, mekân ve insan etkileşiminde kültürel yapı ile kimlikli bir yeri oluşturmaktadır. Modernleşmenin getirmiş olduğu yok-yer kavramı, yapılı bir çevrede gelip geçilen ve anlam ifade etmeyen alanları temsil ederken inşa edilen bir mekânın yer olması için fiziksel çevrenin yeterli olmadığının göstergesidir. Bu çerçevede mekân, iskân edilmek üzere insan yaşamı ile bütünleşerek yer tanımını kuvvetlendirmektedir. Yörüklerin tuttukları yurtlarının yere yaklaşımı dikkat çekmektedir. Günümüzde sosyokültürel faaliyetleri çerçevesinde konargöçer yaşam sürmekte olan Yörüklerin yurt yerleşimlerinin mekân kurgusu değerlendirme açısından zengin bir altyapıya sahiptir. Yurt, Yörükler için farklı ölçeklerde mekânları sınırlandırması yanında fiziksel alanın ötesinde soyut olarak zihinde ait olunan bir yeri temsil etmektedir. Konargöçerler yurtlarında kalıcı bir yapıda olmamalarına rağmen yerin ifade edilmesi ve yorumlanması için farklı temeller içermektedir. Çalışmada "Yörüklerin göç ettikleri yerlerin yurdu tanımlaması mı yoksa yaşam ile bütünleşen yurdun bir yer mi olması?" tartışma için önemli bir başlangıçtır. Yer kavramının görüşlere bağlı tanımlanmasının yanında Serik Yörüklerinin yurt yerleşimlerinin yaşam biçimleri, kültürleri ve doğal çevre ile bütününün incelenmesi çalışmanın genel kapsamını oluşturmaktadır. Kültürün dışa vurumu olarak kaşımıza çıkan yurdun kalıcı bir temeli olmamasına rağmen yere bağlılığının insan ve mekân etkileşiminde incelenmesiyle birlikte literatüre dayalı yer kavramı ile ilişkilendirilerek yere olan bakış açısının tanımlanması ve kaybolmaya yüz tutan Yörük kültürünün bilimsel ortama aktarılması hedeflenmektedir.