Özet:
Çalışmamız, genelde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 950 ilâ 953. maddelerinde düzenlenen genel hapis hakkı ile özelde 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 39/2 ile 166/1 maddelerinde düzenlenen avukatın hapis hakkını konu almaktadır. Genel olarak hapis hakkı, borçlunun taşınır mallarına ve kıymetli evrakına onun rızasıyla zilyet bulunan alacaklının muaccel olan ve bu eşya ve evrakla doğal bir bağlantısı bulunan alacağının güvencesi olarak alıkoyma ve paraya çevirme yetkisi veren bir aynî haktır. Avukatın hapis hakkı ise, avukatın, muaccel hale gelmiş akdi ve bazı hallerde yasal vekâlet ücreti ile yaptığı giderlerden doğan alacakları nedeniyle ve önceden yazılı bildirimde bulunup hesap vermek şartıyla, müvekkili tarafından kendisine verilen veya ahzu kabz yetkisiyle müvekkili namına kendisinin aldığı para, mal ve diğer kıymetleri müvekkiline iade etmeyip elinde tutmasını sağlayan ve gerektiğinde de paraya çevirme yetkisi tanıyan bir haktır. Avukat, Avukatlık Kanunu'ndan kaynaklanan bu hakkını, sadece muaccel olan vekâlet ücreti alacakları ile yaptığı giderler oranında ve hapis hakkını kullanmadan önce müvekkiline yazılı bildirim yaparak kullanabilmektedir. Aksi halde, avukatın hapis hakkının şartları yerine getirilmeden hapis hakkının kullanılması ve dolayısıyla avukatın hapis hakkının hükümlerinin doğması mümkün olmamaktadır.