Abstract:
Türk tarihi genel olarak tek bir bölgede değil, muhtelif coğrafyalarda şekillenmiş, bu coğrafyalar ise geniş bir alanı kaplamıştır. Ancak ana vatanlarından bu kadar çeşitli ve geniş bölgelere yayılmış ve hüküm sürmüş olan Türklerin, Anadolu ve Doğu Akdeniz coğrafyasına gelmeleri ile yüzyıllar boyu sürecek bir mücadelenin başlangıcını oluşturmuştur. Zira Anadolu'da günümüze kadar süregelen yaklaşık bin yıllık bir tarihin temelleri burada atılmıştır. İslam öncesi Türk tarihinde yaşanan gelişmeler, ihtiyaçlar ve istekler, Türklerin İslamiyet'e geçişinden sonraki dönemlerinin rotasını çizmiş, sunduğu olanaklar bakımından Anadolu ise onların sürekli ilgi gösterdikleri bir coğrafya olmuştur. Büyük Selçuklular döneminde başlayan Anadolu üzerine akın hareketleri, Anadolu Selçukluları ile oldukça süratlenmiş, Moğolların etkinleşmeye başlaması ile ise doruk noktasına ulaşmıştır. Doğu Akdeniz coğrafyası Türkler için çok yabancı oldukları bir bölge olmasına rağmen, Türkmenlerin adaptasyonu süratli bir şekilde gerçekleşmiş, çevresel faktörlerden elde ettikleri bilgileri de planlı bir şekilde uygulayarak denizlerdeki tecrübesizliklerini giderebilmişlerdir. Özellikle Bizans ile temasa geçmelerinden sonra bu bilgi transferi hızla artmış, sayıları kimi zaman azalan kimi zaman da çoğalan yetenekli Türk denizciler tarihteki yerlerini almışlardır. Anadolu Selçuklu Devleti zamanında mümkün olduğunca planlı bir şekilde batıdaki uç bölgelere yerleştirilen Türkmenler, Ege ve Akdeniz kıyı şehirlerine sürekli akınlar yapmak suretiyle bu bölgeleri zamanla kontrol altına almayı başarmışlardır. Ancak tüm bu gelişmeler 1243'te yaşanan Kösedağ Savaşı'na kadar sürebilmiş, sonrasında ise Anadolu'da bozulan siyasi birlik, Osmanlıların gelişine kadar tam anlamıyla sağlanamamıştır.