Abstract:
Kuzey Afrika'da hayatlarını idame ettiren Arap kökenli bir toplum olan Ağlebîler, Abbâsî halifelerinin hakimiyetinde bulunan Kuzey Afrika'da (Mağrib) bölge halkının da isteğiyle İfrîkıye merkezli olarak kurulan bir devlettir. Ağlebî Devleti Abbâsî halifeliğine bağlılığının bir nişanesi olarak halifeler adına hutbe okutup kendi paraları üzerine isimlerini nakşettirmiştir. Ağlebîler devlet kurduktan sonra pek çok isyanla meşgul olmuşlardır. Bu durum yeni kurulan bir devlet için yeni topraklar fethetme zaruretini doğurmuş ve fetih hareketleri Kuzey Afrika'ya en yakın bölge olması nedeniyle Sicilya Adasına yoğunlaşmıştır. Akdeniz'in en büyük adası olan ve Altın Ada diye tabir edilen Sicilya, Akdeniz ticaret yolları güzergâhında verimli topraklara sahip olması hasebiyle tarih boyunca istilalara maruz kalmıştır. Sicilya Adasının altın ada diye anılmasının sebebi özellikle kıyı şeridinden birçok medeniyetin uğrak ticaret bölgesi olması ve zengin toprak mahsulleriyle de ülkenin gıda ambarı olarak bilinmesidir. Dolayısıyla bu tür faktörler adanın stratejik önemini daha da arttırmıştır. Ağlebî Devleti'nin Sicilya Adasını fethetme isteği özellikle ticari ilişkileri geliştirme, ekonomik refah seviyesini arttırma ve aynı zamanda tarım ekonomisini de canlandırma amacıyla birebir ilintilidir. Ağlebî Devleti'ni öne çıkaran en önemli faaliyeti Akdeniz bölgesinde gerçekleştirmiş olduğu fetihleridir. Sicilya ile başlayan fetih faaliyetleri, Sicilya'nın büyük bir kısmında hakimiyet sağlandıktan sonra bunu takip eden İtalya yarımadasına yaptığı seferleridir. Ağlebî Devleti, son olarak Malta adasına düzenlediği fetih faaliyetlerinin ardından Fatimiler tarafından yıkılmıştır. Bu çalışmada yüzyıllık bir hakimiyet (800-909) süren Ağlebî Devleti'nin, siyasi hayatı, ticari ilişkileri, kültürel ve siyasi ilişkileri, sanat ve mimari alanda faaliyetleriyle birlikte incelenmiştir.