Özet:
Günümüzde Lübnan sınırları içerisinde bulunan ve geçmişte Tripoli olarak bilinen Trablusşam, eski devirlerden beri farklı kavim ve uygarlıklara ev sahipliği yapmış, 1289'dan itibaren 228 yıl boyunca (1289-1517) Memlûkların hâkimiyetinde kalmıştır. 26 Nisan 1289'da Haçlıların elinden alınan Trablusşam, gerçek anlamda bir şehir kimliğini Memlûk hâkimiyetinde kazanmıştır. Memlûklar tarafından 1289'da alındıktan sonra Sultan Kalavun, Haçlı şehrinin kurulu olduğu el-Mina liman bölgesini tamamen yıktırarak yeni şehri yaklaşık 2 kilometre doğuda bulunan Hacılar Tepesi'nin eteklerine kurdurmuştur. Yeni kurulan kentte iskân çalışmalarının yanı sıra cami, medrese, han, hamam, çeşme gibi yapılarla birlikte şehirleşme çalışmalarına başlanmıştır. 1294 tarihli Mansuri Ulu Camii çevresinde şekillenmeye başlayan şehir, tam anlamıyla iskâna elverişli bir hale gelmiştir. İnşâ edilen eğitim yapılarından olan ve medrese olarak bilinen yapılar bilhassa Ulu Camii çevresinde olmak üzere şehrin her tarafına kurulmaya başlanmıştır. Diğer Memlûk kentlerinden Kahire, Şam, Halep ve Kudüs gibi ilim merkezlerine nazaran daha mütevâzı bir görüntü sergileyen Trablusşam çok sayıda medrese yapısına sahiptir. Yerinde yapılan saha araştırması neticesinde Memlûk dönemine ait olup medrese olarak bilinen on altı yapı incelenmiştir. Üç farklı plan tasarımının görüldüğü Trablusşam medreselerinin hiçbirinde gerek Anadolu gerekse Memlûk coğrafyasındaki diğer kentlerde görülen medreselerde olduğu gibi öğrenci odaları bulunmamakla beraber daha işlevsel yapılar olarak inşâ edilmiştir. Bu çalışmada Trablusşam'da Memlûkler döneminde inşâ edilmiş olup medrese olarak bilinen yapılar ele alınarak, plân ve süsleme açısından çağdaşı olan diğer örneklerle karşılaştırılarak incelenmiştir.