Özet:
Kliniklerde morfolojik parametrelere dayalı embriyo değerlendirmeleri yapılmaktadır. Ancak morfolojik kriterlere ek olarak kullanılabilecek ve embriyonun metabolik durumu hakkında bilgi verebilen yeni fakat invaziv girişimlerin bilinen olumsuz etkileri nedeniyle invaziv olmayan biyobelirteçlere ihtiyaç duyulmaktadır. Çalışmamızda normal ve metabolik olarak zorlanan preimplantif dönem fare embriyo metabolizmalarının, NADH ve FAD moleküllerinin otofloresan sinyallerinin invaziv olmayan FLIM ve konfokal mikroskobu ile ölçülmesi ve belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: FLIM ile NADH ve FAD ve konfokal mikroskobu ile FAD ölçümleriyle özellikle farklı besin, oksijen konsantrasyonu ve mitokondriyon bozucuları varlığında embriyo metabolizma yanıtları belirlenmiştir. Ayrıca anoksik embriyoların hangi metabolik yolağı enerji kaynağı olarak kullandığını belirlemek amacı ile Glut1 lokalizasyonu immünfloresan yöntemiyle değerlendirilmiştir. Bulgular: FLIM ile embriyo metabolizmasının farklı besin düzeyi ve oksijen koşullarına verdiği yanıtlar NADH ve FAD aracılığıyla belirlenerek embriyo metabolizma profilleri ortaya çıkarılmıştır. Konfokal mikroskobunun daha kolay uygulanabilir bir teknik olmasının avantajını kullanarak mitokondriyal belirteçlere benzeyen hatta daha seçici olan FAD ölçümü ile embriyo metabolizmasının belirlenebileceği gösterilmiştir. Ayrıca, anoksik koşullarda bölünen ve enerji kaynağı olarak oksijen bağımlı prekompaksiyon embriyoların bunu nasıl gerçekleştirdiği sorusundan doğan Glut1 sonuçlarına göre, anoksik koşullardaki erken evre embriyolarda Glut1'in ekspresyonunu arttırarak membrana yerleştiği gösterilmiştir. Sonuç: Çalışmamız sonucunda normal ve metabolik olarak zorlanan preimplantif dönem fare embriyo metabolizmalarının değerlendirilmesiyle elde edilen veriler, özellikle prekompaksiyon dönem embriyo metabolizması hakkında ilk kez detaylı bilgi sağlamıştır. Bu metabolik verilerin kullanımıyla ileriye yönelik "kaliteli embriyo seçimi" için kullanılabilecek yeni bir biyobelirteçin (örn; otofloresan FAD) oluşturulmasına ve ileri çalışmaların planlanmasına biyolojik ve teknolojik temel katkı sağlamıştır.