Özet:
Bu araştırmanın amacı PISA 2015 ve PISA 2018 uygulamasında okul öncesi eğitime başlama yaşı değişkeni ile sosyoekonomik ve kültürel değişkenlerin 15 yaşındaki öğrencilerin okuma becerileri puanları arasında anlamlı bir farklılık oluşturup oluşturmadığını incelemektir. Ayrıca bazı sosyoekonomik ve kültürel değişkenlerin PISA 2015 ve PISA 2018 okuma becerilerini anlamlı bir şekilde yordayıp yordamadığının tespit edilmesi ve sonuçların yıllara göre karşılaştırılarak tartışılmasıdır. İkincil verilerin kullanıldığı bu araştırmada, PISA 2015 uygulamasına katılan 5895 kişi ve PISA 2018 uygulamasına katılan 6890 kişiden oluşan Türkiye örneklemi veri seti üzerinden analizler yapılmıştır. Bu doğrultuda PISA 2015 ve PISA 2018 uygulamasına katılan öğrencilerin okuma becerilerinde; okul öncesi eğitime başlama yaşı, anne babanın eğitim durumu ve evdeki kitap sayısı değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık olup olmadığının tespit edilmesi amacıyla Tek Yönlü Varyans Analizi (One Way ANOVA) kullanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda PISA 2015 ve PISA 2018 okuma becerilerinin okul öncesi eğitime başlama yaşı, anne ve baba eğitim düzeyi ve evdeki kitap sayısı değişkenlerine göre anlamlı bir şekilde farklılaştığı tespit edilmiştir. PISA 2015 ve PISA 2018 okuma becerilerini ailenin en yüksek mesleki statüsü, ailenin maddi varlığı, kültürel varlık, bilgi ve iletişim teknolojileri kaynakları ve evdeki eğitim kaynakları değişkenlerinin anlamlı bir şekilde yordayıp yordamadığının tespit edilmesi için Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre PISA 2015 okuma becerilerini ailenin en yüksek mesleki statüsü, kültürel varlık, bilgi ve iletişim teknolojileri kaynakları değişkenlerinin anlamlı bir şekilde yordadığı tespit edilmiştir. PISA 2015'den farklı olarak PISA 2018'de okuma becerilerini ailenin maddi varlığı değişkeninin anlamlı olarak yordadığı tespit edilmiştir. Evdeki eğitim kaynakları değişkeninin ise PISA uygulamasının her iki yılında okuma becerilerini anlamlı olarak yordamadığı sonucuna ulaşılmıştır.Her iki yılda da en önemli yordayıcı değişkenin bilgi ve iletişim teknolojileri kaynakları olduğu belirlenmiştir.