Özet:
Sanat tarihinde kırmızı renk; İlk Çağ'dan başlayarak Antik Mısır, Girit, Yunan, Roma, Bizans, Orta Çağ, Rönesans, Modern ve Çağdaş dönemlere dek farklı anlamlar ve amaçlar gözetilerek kullanılmıştır. Bu anlamlar; tarih sürecinde kırmızı renge yüklenen toplumsal, kültürel, dinsel etkilere ve anlamlara göre değişim yaşamıştır. Resim sanatında ilk kırmızı renk kullanımı, taş devrinden kalan mağaraların duvarlarında renkli hayvan tasvirlerinde görülmüştür. Mısır resim sanatının en önemli özelliği renk olmuş, Mısırlı ressamlar insan ve hayvan bedenlerini aşı boyası ile renklendirmişlerdir. En önemli sanat dalının fresk olduğu Girit'te, saray ve evlerin süslemesinde kırmızı renk kullanılmıştır. Roma İmparatorluğu'nda mimari yapıların iç süslemesinde kırmızı renk kullanımına önem verilmiş ve sosyal yaşamda da kırmızı renge geniş anlamlar yüklenmiştir. Kırmızı renk; Avrupa'da Karanlık Çağlardan itibaren kralın gücünün simgesi olarak kabul edilmiş ve bu düşünce Orta Çağ süresince de devam etmiştir. Bu dönem sanatçıları için esin kaynağı olmuştur. Antik Yunan Dönemi ve Roma İmparatorluğu'nda kırmızı renk kutsal kabul edilmiş ve Rönesans inançları büyük ölçüde bu kültürlerden etkilenmiştir. Rönesans Dönemi'nde kırmızıya yüklenen anlamlar, İncil yolu ile toplumsal hayata, resim sanatındaki dinsel simgelere aktarılmış, soylular için prestij unsuru olmuştur. 19. yüzyılda başlayan modern düşünce ile Empresyonistler; renk kuramcılarını ve bilimsel çalışmaları incelemişler, bu çalışmalardan etkilenmişler, sanat eserlerinde parlak kırmızı tonları tercih etmişlerdir. Günümüz sanatında kırmızı; farklı disiplinlerde üretilen düşünce odaklı çalışmalarda kavramsallaştırılarak kullanılmakta ve bazı örneklerde sanatçıların üsluplarının oluşumuna etki edebilmektedir. Bu bağlamda ele alındığında; "Sanat Tarihinde Kırmızı Renk ve Habip Aydoğdu Sanatı" başlıklı tez çalışması; "kırmızı" rengi sanatının merkezine yerleştiren Habip Aydoğdu'nun yaşamını ve sanatını temel almaktadır. Tez kapsamında; İlk Çağ'dan günümüze kırmızı rengin resim sanatında kullanımı ve değişen ifade biçimleri ele alınmış, dönemler arası ilişkiler tanımlanırken rengin yapısı, ışık ve pigment (boya maddesi) niteliği, özellikleri, renk algısı ve renk psikolojisi incelenerek, rengin üretim yolları araştırılmıştır. Çalışmada; bir sanatçı ve sanat üslubu örneği olarak Habip Aydoğdu'nun sanatı üzerinden kırmızı rengin bir sanat üslubunda oluşturduğu dönüşüm ve ifade biçimi incelenerek analiz edilmiştir.