Özet:
21. yüzyılda düşünen ve hisseden varlık olarak insan, içinde bulunduğu olumsuz durumlardan kaynaklı olarak yaşadığı anlamsızlık, varoluşsal boşluk, değerlerin yoksunluğu, ahlaksal yoksunluk ve duyguların doğru tanımlanmaması gibi birçok problem yaşamaktadır. Bu problemlere çözüm olmak adına, felsefenin tüm birikimini pratik yaşama uygulanmasını öngören felsefi sağaltım adlı yeni bir uygulama ortaya çıkmıştır. Felsefi sağaltım, felsefenin tüm birikimlerinden faydalanarak insanların bu problemlerine çözüm olmak, insanın kendi doğasını tanımasını, doğru düşünmesini ve içinde bulunduğu durumu sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturmasını amaç edinmektedir. Buna bağlı olarak felsefe tarihindeki filozoflar, felsefenin hem teorik hem de pratik yönünü ele alıp; bununla ilgili görüşler öne sürmüşlerdir. 17. yy düşünürlerinden biri olan Spinoza, felsefi sorunları hem teorik hem de pratik olarak ele almasına rağmen çoğunlukla pratik yaşam üzerinde durmaktadır. Spinoza'nın felsefesi bir yaşam felsefesidir. Bu nedenle Spinoza üzerine yapılan çalışmaların çoğunluğu da pratik felsefe alanlarıyla ilgilidir. Spinoza, pratik yaşamla ilgili ele aldığı konuları mantıksal bir çerçevede açıklarken, kişinin duygularını, düşüncelerini, özgür iradesini ve aklın gücüne erişebilecek yetileri nasıl kazanılması gerektiğini öğretir. Bunlar bize felsefi sağaltımın temel konularını vermektedir. Bu çalışma da, biz bu konuları Spinoza'nın perspektifinden inceleyip felsefi sağaltımdaki yerlerinin önemini açıklamaya çalışacağız. Böylece felsefe tarihinde bir filozofun görüşlerinden yaralanarak günümüzde yaşanan problemlere çözüm getirmek niyetindeyiz.