Özet:
20. yüzyılın ilk yarısında iki dünya savaşı deneyimleyen Avrupa, ikinci yarısında da savaşın ortaya çıkardığı siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal yıkımları en kısa zamanda telafi etmek ve bir daha yaşanmasına engel olmak amacıyla bütünleşme düşünce ve hareketlerine sahne olmuştur. Ekonomik alanda başlayan bütünleşme olgusu yüzyılın sonuna doğru siyasi bütünleşmeyi de beraberinde getirmiş ve AB gibi kendine özgü bir ulus üstü organizasyon haline gelmiştir. 1990'lı yıllarda post-Sovyet ülkelerin Birliğe üye olmak istemeleri, ortak kamu yönetimi sorununu doğurmuş Avrupa yönetsel alanı düşüncesi ortaya çıkmıştır. Bu tarihten sonra üye olmak isteyen ülkeleri ekonomik alanda olduğu gibi yönetsel anlamda da Birliğe uyum sağlaması gerekmiş ve aday ülkeler uyum için yönetsel sistemlerinde bir dizi reformlar gerçekleştirmiştir. Bu reformlar arasında hiç şüphesiz yerelleşme reformları özel bir öneme sahiptir. Çalışmada AB'ye üye ve aday ülkelerin yönetsel sistemlerinde gerçekleştirilen reformlarda Birliğin etkileme kanalları ve etkileri değerlendirilmek istenmiştir. Bu kapsamda AB kurucu üyesi Fransa, sonradan üye olan Polonya'da gerçekleştirilen yerelleşme reformları ve bu reformlarda AB etkisi incelenmiş ve aday ülke olarak ülkemizde gerçekleştirilen ve gelecekte gerçekleştirilecek reformlar için çıkarımlar ortaya konmuştur. Bu amaçla çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde öncelikle AB bütünleşme süreci ve yerelleşme konularında kavramsal tartışmalara yer verilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde Birliğin kurucu ülkesi olan Fransa'nın AB'ye uyum sürecinde gerçekleştirdiği yerelleşme reformları ve bu reformlarda AB etkisi aranmıştır. Ardından Birliğe sonradan üye olan Polonya'nın yerelleşme süreci ve bu süreçte AB etkisi incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise Avrupa bütünleşmesi kapsamında Türkiye'deki yerelleşme reformları incelenmiş ardından Fransa, Polonya Türkiye'deki yerel yönetimlerin yapısı özerk yerel yönetimlerin temel ilkeleri kapsamında karşılaştırılmış ve ardından bu ülkelerin yerelleşme süreçleri konusunda edindikleri olumlu ve olumsuz deneyimler karşılaştırılmış çıkarımlarda bulunulmuştur.