Özet:
Edebiyat ve sosyoloji arasında derin bir ilişki bulunmaktadır. Çeşitli nedenlerle bir edebi eserin tam anlamıyla içerisinde şekillendiği toplumu yansıttığını iddia etmek mümkün olmasa da, edebi eser ne içerisinde bulunduğu toplumdan azadedir ne de onu etkileme gücünden yoksundur. Edebiyat ve toplum arasındaki bu çift yönlü ilişki bütün edebi türlerde olduğu gibi ütopya ve distopya edebiyatında da mevcuttur. Bu bağlamda, çalışma içerisinde ütopya ve distopya edebiyatının toplumsal temelleri, özellikle klasik kuramcılardan Marx, Durkheim, Weber, ve Simmel'in kuramları çerçevesinde ele alınmış ve ütopya ve distopya edebiyatının eleştirel kimliği üzerinde durulmuştur. Çalışmanın amacı, ütopya ve distopya edebiyatının toplumla ve dolayısıyla sosyoloji ile ne tür bir bağ kurduğunu ortaya çıkartmaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için edebiyat, toplum ve sosyoloji ilişkisi üzerinde durulmuş, genel olarak ütopya ve distopyanın bahsi geçen dört klasik kuramcının kuramları ile ilişkisi irdelenmiş ve son olarak çalışma içerisinde ele alınan eserler bağlamında ütopya ve distopyanın, devlet, ekonomi ve sınıf, aile, toplumsal cinsiyet ve beden ve kente ilişkin yaklaşımlarının ilgili sosyoloji kuramları vasıtasıyla çözümlemesi yapılmıştır. Bu çözümleme için, yöntem olarak Becker'in "Toplumu Anlatmak" adlı eserindeki kuramsallaştırmasından ve Marksist edebiyat teorisinden yararlanılmıştır. Çalışmanın en dikkate değer özelliğinin, klasik kuramcular ile genel olarak ütopya ve distopyanın özelliklerinin karşılaştırılması olduğu değerlendirilmektedir. Bu karşılaştırmanın, çalışmanın özgün yönünü oluşturduğu düşünülmektedir.