Abstract:
Kökleri Hz. Peygamber dönemine uzanan hikmet-i teşrî ilmi ile ilgili ilk müstakil eserler hicrî IV. asırda telif edilmeye başlanmıştır. Bu alanda müstakil olarak telif edilen en önemli eserlerden birisi ise hicrî VI. asırda Abdullah el-Buhârî'nin kaleme aldığı Mehâsinü'l-İslâm ve Şerâiu'l-İslâm'dır. Eser 1938 yılında Hüsâmeddin el-Kudsî tarafından tahkik edilmiştir. Hikmet-i teşrî ile ilgili yapılan çalışmalar incelendiğinde eserin yalnızca isminin zikredildiği, ancak hakkında hiçbir bilginin bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu çalışmanın amacı ise hikmet-i teşrî ile ilgili kıymetli bir eseri gün yüzüne çıkarmak ve müellifin şer'î konulardaki hikmetlerle ilgili görüşlerini değerlendirmektir. Müellif eserini kaleme alırken sadece ibadetlerin değil aynı zamanda muâmelât ve ukûbâtla ilgili şer'î meselelerin de hikmet ve sırlarını açıklamıştır. Ancak bu konuları kendi içerisinde ibadet, muâmelât ve ukûbât şeklinde bir tasnife tabi tutmamış ve meseleleri sistematik olarak ele almamıştır. Müellif şer'î konuların hikmet ve sırlarını açıklarken ayet ve hadislerden çokça istifade etmiştir. Aynı zamanda fıkıh konularına çoğunlukla tasavvuf ekseninde yaklaşmış ve şer'î meselelerin hikmet ve sırlarını fıkıh ve tasavvufu mezcederek tespit etmiştir. Her ilimde olduğu gibi hikmet-i teşrî de bünyesinde öznellik barındırmaktadır. Ancak genel itibari ile değerlendirildiğinde görüşlerinin makul olduğu ifade edilebilir.