Abstract:
Özel mülkiyet en basit anlamıyla bir insanın sahip olduğu taşınır ve taşınmaz malları ifade etmekte ve konunun geçmişi ise insanlık tarihi kadar eskiye dayanmaktadır. Ancak konunun bu kadar uzak geçmişe dayanıyor oluşu kavramsal boyutta mülkiyet üzerine herhangi bir uzlaşı sağlandığı anlamına gelmemektedir. Egemen ideoloji ve en yaygın paradigma olan liberal-paradigmada bir devletin tüm yurttaşlarının mülk edinme hakkına sahip olduğu belirtilmektedir. Bu önermede ileri sürülen herkesin mülk edinme hakkına sahip olması, gerçekten de herkesin mülk edilebileceği anlamına gelmekte midir, yoksa bu hak herkese tanınmış olmakla birlikte sadece toplumun ayrıcalıklı üst-orta ve üst sınıfına mı hitap etmektedir? Bu sorular ışığında bu tezin çıkış noktasını, herkesin mülkiyet hakkına sahip olmasının toplumsal yaşamdaki geçerliliği, geçersizliği ya da aksayan yanlarının sorgulanması oluşturmaktadır. Bu doğrultuda incelenen filmlerden elde edilen veriler göre ise, her yurttaşın mülkiyet edinme hakkına sahip olmasının bu haktan herkesin eşit oranda faydalanamadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle bu tezde toplumda sıkça karşılaşılan evsiz kalma, sokağa atılma, barınma ihtiyacını karşılayabilmek adına suça yönelme ya da intihar gibi ciddi sorunların arkasında yatan temel nedeni bulabilmek adına; öncelikle özel mülkiyet kavramının hem evrensel hem de Türkiye'deki gelişim çizgisinin araştırılması hedeflenmiştir. Bu bilgiler doğrultusunda özel mülkiyet olgusunun Türkiye'de özellikle 2000 sonrası dönemde ne gibi sorunlar yarattığını bulabilmek adına toplumsal yaşamın bir yansıması olan sinema filmleri analiz edilmiştir. Bir diğer ifade ile bu tezde özel mülkiyet sorununun toplumsal yaşamdaki yansımalarının sinema filmleri aracılığıyla açığa çıkartılması amaçlanmıştır. Toplumsal bir veri aracı olarak sinema filmleri ise bizlere mülkiyet olgusunun tartışılabilmesi için olanak sağlamaktadır. Bu nedenle tezin üçüncü bölümünde örneklem olarak seçilen filmler, verilerin günümüze yönelik bir değerlendirme imkânı sunması bakımından 2000 sonrası Türkiye sineması ile sınırlandırılmıştır. Bu kapsamda özel mülkiyet temasını belirgin bir şekilde içeren Rıza (2007), Şimdiki Zaman (2012), Zerre (2012), Kış Uykusu (2014), Toz Bezi (2015), Nefesim Kesilene Kadar (2015), Babamın Kanatları (2016) olmak üzere yedi film amaca yönelik örneklem seçimi tekniği ile seçilmiştir. Mülkiyet kavramının tarihsel gelişimi ve kavram üzerine yürütülen tartışmalardan elde edilen veriler kapsamında; filmlerdeki mülkiyet sorunları niteliksel içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir.