Abstract:
İ.Ö. 201 yılı itibariyle Roma henüz bir Cumhuriyet iken Akdeniz dünyasında sözü geçen güçlerden biri olmuştur. Bu süreçte gelişen deniz ticareti ve donanması sayesinde farklı çıkar ve hedeflere yönelmiştir. Bu kaçınılmaz sonuç, Roma Cumhuriyeti'nin Küçük Asya'daki Hellenistik Krallıklar, hanedan aristokrasisi ve Yunan kent devletlerinde önde gelen aristokrat vatandaşlar ile kuracağı siyasi, iktisadi ve kültürel ittifak sürecini başlatacaktır. Pergamon Krallığı ve Rhodos ile dostluk ve müttefiklik ilişkisi kuran Roma, bu iki müttefikinin davetiyle Akdeniz ve Küçük Asya'da mevzi paylaşımına dahil olmuştur. Müttefikleriyle bölgenin büyük gücü olan Seleukos Krallığı'nı Magnesia Savaşıyla askeri ve idari olarak bölgeden tasfiye ederek Apameia Barış Antlaşmasıyla kendi status quo'sunu Küçük Asya'da kabul ettirmiştir. Böylece egemenliğini ilan ettikten sonra askeri olarak bölgeden çekilmiş ve bölgenin hâkimiyetini müttefiklerine bırakmıştır. Bu süre zarfında Roma, Küçük Asya'daki yerel krallıklar olan Kappadokia, Pontos, Bithynia, Tarkondimotai (Kilikia) ve Kommagene etc. krallıklar ile diplomatik düzeyde amicus et socius (dost ve müttefik) olma yönünde ilişkiler kurmuştur. Roma, Küçük Asya'da kurduğu status quo'nun sarsılmaması için bu güçler arasında divide et impera (böl ve yönet) yöntemiyle pragmatist bir siyaset de izlemiştir. Özellikle Romalı idareciler, İ.Ö. üçüncü yüzyılda Küçük Asya'ya göç eden ve ilkel ve savaşçı kavim özelliğiyle bilenen Galatlar üzerinde danışıklı dövüş bir tutumu izleyeceklerdi. İ.Ö. birinci yüzyılın son yarısında korsanlık sorunu ve VI. Mithradates isyanıyla meşgul olan Roma, bu sorunları çözdükten sonra bölgenin idaresini müttefikleri olan vasal krallıklara devretmiştir. Geniş coğrafyada kendi idari ve askeri kadrolarıyla denetimi sağlamada zorlanacağını düşünerek, vasal krallıkları Parth ve Armenia Krallıkları'na ve kentleşmemiş ilkel topluluklara karşı ileri karakol olarak kullanmıştır. İşlevselliği son bulan krallıklar lağvedilip Roma eyaleti haline gelse bile hanedan kökenli aristokratlar Roma İmparatorluğu bünyesinde idari, askeri ve dini mevkilere yükselerek senatoryal ve askeri kariyer yapmışlardır. Bu çalışmada Roma İmparatorluğu'nun Küçük Asya'da uydu devlet konumundaki vasal krallıklardan: Galatia, Tarkondimotai, Kappadokia ve Pontos ile olan siyasi, askeri, iktisadi ve kültürel ilişkileri, krallık erkini elinde tutan hanedan kökenli aristokrasinin Roma idari sistemine evrilmesi ve bu sitemde ulaştığı mevkileri, hanedanlık çevresinde oluşan eşraf sınıfı antik edebi, epigrafik ve nümizmatik kaynaklar ışığında ortaya konularak İ.S. üçüncü yüzyıla kadar krallar ve hanedan soyundan gelen aristokratların Romanizasyon süreçleri incelenmiştir.