Abstract:
Son yıllarda büyük işletmelerin muhasebe kayıtlarını olduğundan farklı göstermesi, muhasebe hileleri, kötü yönetim ve yaşanan muhasebe skandalları gibi durumlar kamunun dikkatini çeken ve üzerine yoğunlaşılan konular arasındadır. Gerçekleşen bu olayların çoğunluğu, sermaye piyasaları ve muhasebe sistemleri ile örnek olarak kabul edilen ABD'de ortaya çıkmıştır. Özellikle 2000'li yıllarda ABD'de meydana gelen Enron ve WorldCom skandalları ile birlikte finansal raporlara, sermaye kuruluşlarına, bağımsız denetim kuruluşlarına ve şirket yönetimlerine olan güven zedelenmiştir. Gerçekleşen bu durum Amerikan ekonomisini etkilemekle birlikte, gelişmekte olan ülkeleri de olumsuz etkilemiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı etik konusu, muhasebe ve finans alanında en çok tartışılan konulardan biri olmuştur. Muhasebe mesleğini icra edenlerin topluma karşı olan sorumlulukları, diğer meslek gruplarına göre daha fazladır. Bu nedenle toplumun güvenini kazanmak, muhasebe mesleği açısından önemlidir. Her meslekte olduğu gibi muhasebecilik mesleğinde de ikilemler yaşanmaktadır. Bu ikilemlerin nasıl çözüme kavuşturulacağı meslek mensuplarının yaşadığı sorunlar arasındadır. Yaşanan bu ikilemler karşısından nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda meslek örgütleri uyulması gereken etik kuralları oluşturmuşlardır. Meslek örgütlerinin, meslek mensuplarına etik kuralları benimsetme konusunda ortaya koymuş oldukları çalışmaları olumlu olsa da muhasebe meslek etiği eğitiminin ilk olarak yükseköğretim kurumlarında verilmesi gerekmektedir. Yetişecek muhasebe meslek mensubunun mesleki yeterliliği için, almış olduğu muhasebe eğitimi çerçevesinde muhasebe meslek etiği eğitimini de alması ileride karşılaşabileceği belirsizlikleri çözmede yol gösterici olacaktır. Bu çerçevede araştırmanın temel amacı, gelecekte muhasebe mesleğini icra etmeyi düşünen meslek mensubu adayı öğrencilerin, etik algılarını ve etik davranma niyetlerini yaş, cinsiyet, öğrenim düzeyi, etik dersi almış olma gibi bazı değişkenler çerçevesinde inceleyerek aralarında anlamlı bir fark olup olmadığını tespit etmektir. Çalışmada etik algısı ve etik davranma niyetinin ölçüldüğü toplam üç boyutlu bir anket kullanılmıştır. Son olarak elde edilen veriler analiz edilerek değerlendirilmiş ve gerekli açıklamalar yapılmıştır.