Özet:
Gazali felsefesi, üzerinde uzlaşılabilecek iki temel kabulü barındırır. Birinci kabul, hakikatin tek, sınırsız ve değişmez olduğudur. İkinci kabul, bu dünyada yaşayan bir varlık olarak insanın zamanlı, sınırlı ve dolayısıyla değişken oluşudur. Sorun tam da bu iki kabul arasında çıkar. Sınırlı ve değişken olan bir varlık, sınırsız ve değişmez olan hakikati nasıl bilebilir? Gazali bu soruyu oldukça ciddiye alır. Hatta söylemleri, hakikat ve insan arasındaki bu soru ekseninde biçimlenir. Nitekim Gazali, aklın yapabildikleri kadar neleri neden yapamadığının da üzerinde büyük bir hassasiyete durmuştur. Yani insan düşünen bir varlık olduğu kadar yanılan da bir varlıktır. Bu durumda böyle bir varlığın, değişmeyen hakikat karşısında olanağı nedir? Bu bakımdan tez, Gazali felsefesinin hakikat karşısında nasıl bir duruş tarzı sergilediğini bulmayı amaçlamaktadır. Gazali epistemolojisi üzerinedir. Ama ortaya sadece bir filozofun epistemolojisi koyulmamıştır. Bu epistemolojinin nasıl bir felsefe yapma biçimine sahip olduğu incelenmiştir. Çalışma üç bölümden müteşekkildir. İlk bölümde Gazali'de insan ve hakikatin ne olduğu ve bu ikisi arasında nasıl bir problem çıktığına bakılmıştır. İkinci bölümde bu soruna Gazali'nin nasıl bir çözüm sunduğu araştırılmıştır. Son bölümde ise bu çözüm, bugünün perspektifinden yeniden okumaya tabi tutulmuştur.