Özet:
Tarihte öğrenilen her yeni bilgi bir öncesini çürütmekle birlikte kişiye veya topluma farklı bakış açıları kazandırmaktadır. Edinilen bilginin doğruluğu kaynaklar tarafından yansıtılmayıp, kanıtlanmadıkça yanlış bilinen bilgiler çoğalarak toplumda dağılmaktadır. Bunun önüne geçmek maksadıyla II. Abdülhamid dönemi muhafız taburlarından Ertuğrul Süvari Alayı'nın ele alındığı bu çalışmada askeri tarihin karanlık kalmış bir takım bölümlerine ışık tutmak, saklı bilgilerin gün yüzüne çıkarılmasını sağlamak amaçlanmıştır. Gelişen askeri teknolojilere rağmen Muhafız Taburları sembolik bile olsa hala varlığını devam ettirmektedir. Bu durumun sembolik bir hal alması devletin güçlü bir geleneksel yapıya sahip olduğunun aynı zamanda bir kanıtıdır. Bu geleneğin temellerine göz atarak, yakın bir dönemde teşkil edilmiş bulunan atlı birliklerin önemi gözler önüne serilmektedir. Tümdengelim yönteminin kullanıldığı tezde dönem şartları, Osmanlı askeri düzeninin geçirdiği evrim aktarılmıştır. Nitel veri toplama yöntemi kullanılarak hazırlanan bu tezde olabildiğince nesnelliğe önem verilmiştir. Bilimsel araştırmaların gereği olarak sistematik bir veri toplama amacı güdülmüştür. Temel, birincil ve ikincil kaynaklar kullanılmıştır. Osmanlı belgelerinin ihtiva ettiği bilgilere dayandırılması amaçlanan tezde belgelerin bir kısmının bulunamadığına binaen varolan bilgiler arası bağlantı çözümlemesi yapılmış ve ayrıca ikincil kaynaklar arasında çıkarım yapma yolu tercih edilmiştir. Osmanlı arşiv belgelerinin önemi tezde bir kez daha görülmekle birlikte eksik çoğu belgenin varlığı hissedilmektedir. Tarihin karanlık bir dönemi olan 31 Mart hadisesine ilişkin bulgular değerlendirilip, tez çalışmasına eklenmiştir. Bu dönemde yaşanılan ihtilaf ise dönemi anlatan anılar ve Osmanlı belgeleri yer yer çelişmiştir. Her iki bilgiye de yer verilerek, aradaki ihtilaf gözler önüne serilmiştir.