Özet:
Tarihi çevreler; korunması gerekliliği kanunlarla belirtilmiş olan, devirlerinin duygu, düşünce, sosyal yaşam ve birikimlerini bugüne aktarmaları bakımından önem arz eden alanlardır. Bu alanların korunmasının en önemli aracı planlama, planlama çalışmalarının bu alanlardaki en önemli aracı ise koruma planlama çalışmalarıdır. Bu çalışmanın amacı; Antalya'nın Muratpaşa İlçesi'nde bulunan, 29.01.1992 tarihinde, 1300 Sayılı Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Kararı ile Kentsel Sit Alanı ve Etkileşim Geçiş Alanı sınırları belirlenen Balbey Mahallesi'nde ki planlama çalışmaları incelenerek, bu çalışmalardaki yapılaşma kararlarının korunması gereken doku ve kültür varlıkları üzerindeki etkilerinin ortaya konulmasıdır. Bu amaca yönelik olarak, çalışma alanı için yapılmış olan planlama çalışmaları kronolojik olarak ele alınmış, alan ve tek yapı ölçeğindeki yapılaşma kararları belirli parametreler kapsamında incelenmiştir. Planlamaya dayalı olarak çalışma alanındaki mekânsal değişimlerin incelenmesi sonucu; günümüzde Kentsel Sit Alanı'nda bulunan bölgenin özgün kat yüksekliklerinin, fonksiyonel yapısının ve organik dokusunun plan kararları ile büyük oranda korunduğu görülmüştür. Ancak alanın çeperinde bulunan Etkileşim Geçiş Bölgesinde; plan kararlarında verilen yüksek katlı ve yüksek emsal değerli ticari blok yapılaşma kararları sonucu, günümüzde 5-6 katlı blok yapılaşmalar olduğu ve bu yapılaşmaların içeride kalan kentsel sit alanını niteliksizleştirdiği, yani planlama çalışmalarından beklenilen sonuçların sağlanamadığı anlaşılmıştır. Tek yapı ölçekli mekânsal değişimlerin ele alındığı tescilli sivil mimarlık örneklerindeki mekansal değişimlerin incelenmesi sonucu; yapıların %29 'unun plan şemasının bozularak cephe elemanlarının korunduğu, %16'sının yapılan müdahalelerle plan ve cephe özelliklerinin büyük oranda bozulduğu, %3'ünün plan kararlarına uygun olarak kurul kararı ile müdahale gördüğü ve %3'ünün kurul kararı ile yıkıldığı, %4'ünün diğer sebeplerle yıkıldığı, %3'ünün atıl ve bakımsız durumda olduğu, %5'inin hiçbir müdahale görmeyerek özgün plan ve cephe özelliklerinin korunduğu tespit edilmiştir.