Özet:
Bu çalışmaya, Ocak 1985 - Ocak 1989 tarihleri arasında Akdeniz üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalına ilk kez başvuran 13.526, hastadan epilepsi tanısı alan 376 olgu alınmıştır. Bunların 217 'si (%58) erkek, 159'u (%42> kız olarak bulunmuştur. 163 (%44) olgu tekrar kontrole gelmezken, 81 (X21) olgu 2 kez, 132 <%35) olgu 2 den daha -fazla kontrole gelmiş, ortalama kontrol sayısı ise 3.2 olarak bulunmuştur. Etyolojiye yönelik çalışmalarda 56 (7.15) olguda prenatal dönem risk faktörleri, 87 <%24) olguda post natal dönem risk faktörleri gözlenmiş, ancak bunların nöbet tipi, nöbet sıklığı ve nöbet başlama yaşına belirgin etkileri olmadığı saptanmıştır. Natal dönemde patoloji gözlenen 72 olguda CÂ 21) hipoksi, en sık rastlanan risk faktörü olarak bulunmuştur. Ebeveynler arasındaki akrabalık oranı 7. 22 olarak bulunmuş, bu oran genel populasyondan farklı görülmemiştir. Yakın akrabalar arasındaki epilepsi öyküsü ise 100 (7.27) olguda belirlenmiş olup, genel popülasyona göre çok yüksek bulunmuştur. Nöbet tiplendirmesi ILAE sınıflamasına göre yapılmıştır. Olguların büyük çoğunluğunun (7.87) generalize nöbet geçirdiği, generalize nöbetler içinde ise Tonik ve/veya Klonik nöbetlerin en sık geçirilen (7.52) nöbet tipi olduğu gözlenmiştir. Nöbet tipi ile, cinsiyet, prenatal-natal-postnatal risk faktörleri, ailede akrabalık ve epilepsi öyküsünün ilişkisi incelendiğinde guruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. Nöbetlerin Komplike fokal, Absans ve Miyoklonik tiplerde en fazla, Tonik ve/veya Klonik ve Atonik-astatik tiplerde daha az, Komplike febril ve Sınıf lan amay an olgularda ise en az sıklıkla tekrarladığı gözlenmiştir. Basit fokal, Tonik ve/veya Klonik ve Komplike febril nöbetler diğer guruplardan daha sık olarak 2 yaşından öce başlamaktadır ve bu veri istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur. Nörolojik bozukluklar Miyoklonik ve Basit fokal nöbet gibi sık tekrarlayan ve etyoloj isinde organik lezyonların daha fazla bulunduğu guruplarda, sadece mental retardasyon ise Miyoklonik nöbet geçirenlerde sıklık göstermiş ve istatistiki olarak diğer guruplardan farklı bulunmuştur. tik nöbet yaşı ve nöbet sıklığına, cinsiyetin, risk faktörlerinin, ailede akrabalık ve epilepsi öyküsünün etkisi gözlenmezken, nöbet başlama yaşının küçülmesi veya nöbet sayısının artması mental retardasyon ve nörolojik bozuklukların riskini arttırmış olarak görülmüştür. Epilepsinin ortaya çıktıktan sonra tedavi ve izleminin uzun yıllar gerektirdiği gözönüne alınırsa, koruyucu hekimliğin rolünün çok önemli olduğuna, halkın bu konuda bilgilendirilmesi, gebe izlemlerinin gereken özenle yapılması, doğum ve doğum sonu bebeğin izlem şartlarının düzeltilmesi, çocukların travma, enfeksiyon ve entoksikasyondan korunmasının epileptik hasta sayısını azaltabileceğine, çocuk hekimlerinin ise polikliniklerde epileptik hastaya yeterli zamanı ayırarak, nöbetin tipini, etyoloj isini, tekrarlamama riskini saptayarak uygun tedavi başlamasının hastanın izlem ve prognozunu daha iyiye götüreceğine inanıyoruz.