Özet:
Karşıtlık şartlanmasına ve yarattığı gerilime, malzeme tabanlı sanat olarak kategorize edilen seramik özelinde odaklanan bu çalışma; bahsi geçen gerilimin aşılma olanağını sorgulamaktadır. Bu maksatla öncelikle herhangi bir dönem ya da coğrafi konuma işaret etmeden, modern düşünce ve yaratmış olduğu dikotomik yaklaşım ana hatlarıyla ele alınmış; bu düşünce biçiminin izleri plastik sanatlar özelinde takip edilmiş; ardından çalışmanın odak noktası olan seramik alanındaki etkileri irdelenmiştir. Bu sorgu, seramiğe dair düşünsel ve bedensel eylem arasındaki kopukluk ya da aksak kurgu sebebiyle ortaya çıkan kimlik problemi olarak çerçevelenmiştir. Disiplinin olanaklarının ortaya konulabilmesi adına karşıt kavramların alternatif bir biçimde okunması önerilmiş ve bu bağlamda ortaya konulan arayüz kavramı çalışmanın ana hattını oluşturmuştur. Sır ve bünye arasındaki kimyasal bağa gönderme yapan bu kavram, verilmek istenen birliktelik fikrini, geçişli / karışmalı özellikleriyle temsil etmekte; ele alınan örnekler ve bu doğrultuda ilerleyen kişisel uygulamalar bahsi geçen bakış açısını somutlaştırma amacı taşımaktadır. Pratik ve teorik bilgi arasındaki gerilimi azaltmak adına; sanat eserine odaklanan klasik metodolojik yaklaşım yerine veri ve çıktı arasında girift bir ilişki öneren sanat yoluyla araştırma yöntemini benimseyen çalışma; kutuplaşmış bilme biçimleri arasındaki arayüz olarak açığa çıkar ve dilden, yapıya; uygulamalardan, metodolojiye farklı bağlamlarda karşıtlıklar arası çift yönlü bir bağ kurarak, karşıtlık ön yargısını sorgulamayı hedefler.