Özet:
Bu makalenin amacı; Türkiye'de ordunun etkinlik alanlarına değinmek ve bu alanlar hakkında bilgi vermektir. Osmanlı İmparatorluğu mirası üzerine kurulmuş, pretoryen bir kültürden gelen Türkiye'de ordu etkinliği zaman zaman önüne geçilemez biçimlerde sistemdeki yerini almıştır. Asıl amacı devletin savunmasını yapmak olan ordu, farklı alanlarda nüfuz mücadelesine girişmiştir. Türkiye'de ordu dört kez sivil hayata müdahale etmiştir ve hala kendini ayrıcalıklı konumda görmektedir. Değişen dünyada, ordunun sistem içerisinde bu derece yer alması kabul görmeyen bir durum olarak, demokratikleşmenin önünde engel olarak durmaktadır. Ayrıca ordunun yalnızca siyaset üzerinde değil, ekonomi ve hukuk alanlarındaki ayrıcalıklı konumuna asker-sivil ilişkilerini göz önünde bulundurarak yer vermektir. İkinci Dünya Savaşından sonra dünya siyaseti yeniden şekillenmeye başlamıştır. Dünyanın iki kutba ayrılmasıyla başlayan süreç, zaman içerisinde mutasyonlara uğramıştır. Sovyetlerin yıkılmasında sonra her şeyin çok farklı olacağı düşüncesi kısmen doğru çıkmıştır. Türkiye'deki darbelerde dış güçlerin etkisi ve başka ülkelerdeki örneklere yer verilmiştir. Avrupa Birliği üyeliği konusunda oldukça hassas bir noktada olan Türkiye'nin 2011 yılı itibariyle orduya bakış açısına değinilecektir. Sürenin uzun ve olayların kesif olması dolayısıyla mümkün olduğunca detaydan kaçınılmış ve olayların nüvesi anlatılmaya çalışılmıştır.