Abstract:
Klasik dönem Osmanlı devlet anlayışı ve idarî zihniyetini somutlaştıran en önemli unsurların başında ?padişah? ve ?timar sistemi? gelmekteydi. Devletin idarî, askerî, hukukî ve iktisadî yapısının temel karakterini şekillendiren aslında bu iki temel öğe idi. Ancak Osmanlı aleyhine dönmeye başlayan dünya iktisadî ve siyasî konjöktürü karşısında bunlardan en çabuk ve kolay etkileneni timar sistemi oldu. Timar sisteminde ortaya çıkan bozulma ve getirilen değişik uygulamalar ise idarî ve iktisadî yönden temel birim olan sancakların statülerini etkilediği gibi taşra yönetiminde hangi sınıfların zayıflayacağını ve hangilerinin ön plana çıkacaklarını belirleyecek olan gelişmelerdi. Bu değişim ve dönüşüm sürecinde XVI. yüzyılın ilk dönemlerinden itibaren aslında pratikte var olan mütesellimlik uygulaması, kurum olarak çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Özellikle mütesellimliğin terim anlamı başta olmak üzere kurum olarak ortaya çıkışı, görevlilerin atanma ve azilleri, gelir kaynakları, vekilleri ve konakları gibi özellikler üzerinde durulmuştur.Kurum olarak genel nitelikleri ortaya konduktan sonra mütesellimlerin, asayiş, mali, askerî ve adlî gibi görev ve sorumluklarına vurgu yapılarak söz konusu görevleri vasıtasıyla idarî ve sosyal alanlarda nasıl yükseldikleri üzerinde durulmuştur. Merkez ve taşra ahalisi ile ilişkilerini de şekillendiren bu görev ve sorumluluklar üzerinde durulmuştur. Sancak içi asayişin ve yolların güvenliğinin sağlanması bakımından hazinenin ve devlet adamlarının güvenli bir şekilde gidecekleri yere ulaştırılması, başta vekili oldukları sancakbeylerinin gelirleri ve sancakla ilgili vergilerin tevzii ve tarhı, sancak mukataalarının iltizama verilmesinde ve gelirlerinin toplanması aşamasında mütesellimlerin malî görevlerine değinilmiştir. Bunun yanı sıra kadılarla birlikte Osmanlı adlî sistemindeki etkinlikleri ve müsadereler/muhallefatların tespiti ve sonrasında malların zabtıyla ilgili adlî görevleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca mütesellimlerin en önemli görevlerinden olarak askerî sorumlulukları kapsamında, sancaklarından asker, mühimmat, iaşe ve levazım tedarik ve nakletmeleri, seferlere katılmaları veya muhafaza hizmetleri gibi durumlara değinilmiştir. Ayrıca mütesellimlerin söz konusu görevleri yerine getirir iken karşılaştıkları güçlükler, kendilerinin yaptıkları ya da neden oldukları haksızlıklar nedeniyle aynı zamanda sancak halkı ve diğer devlet görevlileri olan olumlu-olumsuz ilişkileri de irdelenmeye çalışılmıştır. Bu bakımdan mütesellimlerin bu konularla ilgili merkezden gönderilen emirleri yerine getirirken başarılı veya başarısızlıkları durumunda merkez ile geliştirdikleri ilişkiler ve bulundukları bölgelerde güçlenmeleri süreçleri tartışılmıştır.Üçüncü ve son bölümde ise Osmanlı kentleri ve genel karakteristik özellikleri hakkında bilgi verilmekte tıpkı ordu iaşesinde olduğu gibi kentlerin ve özellikle de İstanbul'un iaşesinde mütesellimlerin rolüne değinilmiştir. Ayrıca kentlerdeki camii, medrese, çeşme ve hatta kilise gibi yapıların imarı ve tamiratıyla ilgili görevlerinden başka kendilerinin yaptırdıkları yapılar ile kentlerin mimari ve kültürel çehresine yaptıkları olumlu katkıları, giriştikleri vakıf faaliyetleri ile birlikte değerlendirilmiştir.Sonuç kısmında ise üç bölüm halinde ele alınan Mütesellimlik kurumunun XVIII. yüzyılda ortaya konan genel manzarasından hareketle kurumun XVIII. yüzyıl önceki ve sonraki dönemleriyle ilgili tespitlere yer verilmiştir.