Abstract:
Türk Ceza Kanunu'nun 250. maddesinde yer alan irtikâp suçu, çalışmamızda doktrindeki görüş ve yargı kararları ışığında incelenmiştir.Sadece kamu görevlileri tarafından işlenebilen bir özgü suç niteliğinde olan irtikâp suçunda mağdur edilen bireylerin yanında devletin de bir takım menfaatlerinin ihlal edildiği söylenebilir. İrtikâp suçunda, kamu görevlisi görevinin sağladığı nüfuzu veya güveni kötüye kullanmak suretiyle mağduru icbar veya ikna ederek ya da mağdurun hatasından yararlanarak haksız olarak mağdurdan yarar temin etmesi cezalandırılmaktadır.Çalışmamızda suçun 765 sayılı Türk Ceza Kanunu dönemindeki düzenlemesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dönemindeki düzenlemesi ve uygulamaya yönelik farklar karşılaştırılmış, suça verilen ceza sınırları ile suçun maddi ve manevi unsurunda yapılan değişiklikler ele alınmıştır.İrtikâp suçunun benzer diğer suçlarla ilişkisi, benzerlikleri ve farklılıkları üzerinde durulmuştur. İrtikâp suçu ile karıştırılması olası olan rüşvet, görevi kötüye kullanma, dolandırıcılık, yağma suçları ayrı başlıklar altında irdelenmiş, irtikâp suçu ile ortak özellikler belirtildikten sonra bu suçtan farklı olan özellikleri de geniş bir açıdan değerlendirmeye alınmıştır. Bu başlık altında uygulamada karşılaşılan sorunlara değinilmiştir.