Özet:
Modern demokratik toplumlarda kamusal alan ikili bir tehdit altındadır. Bunlardan ilki politik yabancılaşmadır. Diğeri de çoğulculuk olgusudur. Politik yabancılaşma insanların politik konulara olan ilgisizliğiyle ortaya çıkar. Bunun en önemli nedeni liberalizmin birey anlayışıdır. Liberalizm bireyi hak sahibi, bencil bir varlık olarak kurgular. Bu yüzden onun için birey diğerleriyle ortak sorunlar üzerine tartışmayı ön gören politik birliktelik biçimlerine kayıtsızdır. Çoğulculuk olgusu ile modern demokratik toplumlarda var olan iyi anlayışlarının çoğulculuğu kastedilmektedir. İnsanlar iyi anlayışlarında farklılaştıkça politik sorunlar üzerinde anlaşma imkansız görünmektedir. Bu iki tehdit, etkili ve istikrarlı bir kamusal alan için ciddi sorunlardır.Bunların aşılması için John Rawls'un politik liberalizmi ciddi çözüm olanakları içerir. Politik liberalizm, demokratik bir toplumda herkesin onayını alabilecek adalet anlayışının varlığına dayanır. Bu adalet anlayışı sadece politik alanda iş gördüğü için politik bir adalet anlayışı olarak adlandırılır. Böylece toplumun bütün kesimlerince kabul edilebilir. Politik bir adalet anlayışı toplumsal istikrarı amaçlar. Eğer toplumun temel kurumlarında uygulanacak olan adalet ilkeleri bir iyi anlayışına dayanırsa diğer iyi anlayışlarınca kabul edilmeyecektir. Onun temel yapıya uygulanması ve diğerlerinin bunu kabulü çeşitli baskı biçimlerini zorunlu kılacaktır. Bu yüzden adalet ilkeleri politik olmalıdır. Bu adalet ilkeleri kişi anlayışından çok yurttaş anlayışını kendine temel alır.Politik bir adalet anlayışı ile düzenlenmiş toplum iyi düzenlenmiş bir toplumdur. Böyle bir toplumda bütün yurttaşlar kendi aralarındaki politik tartışmaları bu adalet ilkeleri çerçevesinde yürütürler. Yurttaşların politik gücü kullanmaları ancak diğerlerine uygun gerekçeler sunmayla meşrulaştırılır. Aynı zamanda böyle bir toplumda herkes kurumların politik bir adalet anlayışını uyguladığını ve diğer herkesin de bunu bildiğini bilir. Böyle bir toplumu devam ettirmek için yurttaşların aktif katılımı zorunludur. Bunun için Rawls her bir yurttaşa politik özgürlüklerin sağlanması gerekliliğini vurgular. Bu iyi düzenlenmiş demokratik bir toplumun devamı için zorunludur. Ayrıca yurttaşların birtakım politik erdemlere sahip olmasının da iyi düzenlenmiş toplumun devamı için iyi olduğunu savunur. Bu aynı zamanda farklı iyi anlayışlarına sahip yurttaşlar arasında politik tartışmayı da mümkün kılar. Yukarıda bahsedilen tehditlere Rawsl'un politik liberalizmi iyi bir çözüm olarak görünür.