Abstract:
Bu çalışma, Beytü'l Hikme'nin kurulduğu 800'lü yıllardan, Abbasi Devleti'nin çöküşüne kadarki zaman zarfı içerisinde, yapılan bilimsel çalışmaların Türk-İslam Felsefesi açısından yerini ve önemini açıklamayı hedeflemektedir. Beytü'l Hikme'nin kurulduğu dönemde halifelerin çeşitli teşvik ve destekleriyle dört bir taraftan getirilen eserlerin burada toplanması, birçok yazma eserin kaybolmasını engellemiştir. Örneğin bu dönemde pek çok Antik Yunan eseri Beytü'l Hikme içerisinde korunmuş ve Türk-İslam filozofları tarafından bu eserler üzerinde pek çok yeni çalışma yapılmıştır. İslam Devleti Beytü'l Hikme'nin kurulduğu 9. yüzyıldan, Abbasi Devleti'nin çöküşüne kadarki süreçte "Altın Çağını" yaşamıştır. Türk-İslam felsefesinde isimlerinden söz edilen, Hüneyn b. İshak, Sabit b. Kurra, Kindi, Harezmî ve Şakiroğuları gibi önemli mütercimler ve filozoflar bu dönemde yaşamıştır. Ayrıca bu filozoflar hem kendi çağında hem de kendinden sonraki çağlarda büyük yankı uyandırmışlardır. Tezimizde, Beytü'l Hikme içerisinde muhafaza edilen Antik Yunan mirası, bu mirasın Türk-İslam düşünce geleneğine katkıları ve bu gelenekte nasıl geliştirildiği ele alınmıştır. Kütüphane, tercüme merkezi ve rasathane olarak kullanılan Beytü'l Hikme'de yapılan çalışmaların sonraki asırlara ve Batı Medeniyetine etkisi incelenmiş ve düşünce tarihçileri açısından bu etkinin doğru değerlendirilip değerlendirilmediği irdelenmiştir.