Abstract:
Enerji teriminin öneminin gittikçe arttığı günümüz dünyasında, enerji; devletler için bir gelişmişlik standardıdır. Dünya piyasalarında artan enerji ihtiyacı enerji güvenliği kavramını uluslararası politikada ilk sıraya yerleştirmiş, güvenlik kavramı enerji, toplumsal olaylar, ekonomi politik ile birleşerek çerçevesini genişletmiştir. Bu genişleme bir takım sorunları da beraberinde getirmiştir. Başka bir ifadeyle uluslararası toplumda enerji kaynaklarının güvenli çıkarılması ve taşınması konuları en önemli problem haline gelmiştir. Hidrokarbon kaynaklarında Rusya'nın en önemli ihracat ortağı olan Avrupa Birliği ile ilişkileri 2006-2009 yılları Ukrayna Enerji Krizleri ile gerilmiştir. Enerji güvenliği için kaynak çeşitlendirmesine yönelinmesi gerektiğini fark eden Avrupa Birliği; son dönemde keşfedilen Doğu Akdeniz enerji kaynaklarına yönelmiştir. Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının dünya enerji görünümünde yeri alt sıralarda olmasına rağmen, hidrokarbon kaynakları açısından zengin ve ihtilaflı Orta Doğu bölgesine yakın olması, Avrupa'ya yönelik dünya deniz ticaretinde bir merkez olması, birbirileri ile karmaşık ilişkiler ağına sahip komşuları olması ile stratejik açıdan keşfedilen kaynaklar Doğu Akdeniz'i uluslararası politikada üst sıraya oturtmuştur. Doğu Akdeniz'de sadece keşfedilen kaynaklar değil, kaynakların çıkarımı ve taşınması da problem niteliğindedir. Keşfedilen kaynakların güvenli bir şekilde Avrupa'ya transferi için öngörülen projeler dahi bölgede ihtilaf konularındandır. Avrupa Birliği'nin enerji güvenliğini güvenlikleştirme yollarından biri olarak görülen East-Med projesi bunun bir örneğidir. Avrupa Birliği'nin desteği ile ön anlaşma imzaları atılan projede karşılaşılan yüksek maliyet ve düşük verim sebebiyle halihazırda bir gelişme olmamış, Avrupa Birliği enerji güvenliğini sağlamada planlarının gerisinde kalmış, Mısır üzerinden girişimlere yönelmiştir.