Abstract:
Yaşanan gelişmelerle birlikte yeni dünya düzeninin temelini ekonomik değişimler oluşturmuş ve bu yeni ekonomik yaklaşım, çalışma yaşamı ve çalışma ilişkilerinde formel- enformel çalışma ayrımını ortaya çıkarmıştır. Bu süreçte yoksulluğun anlamı değişmiş, kent mekanında sosyal dışlanma, ekonomik yapılanmadan ve yoksulluktan kökenlerini alarak daha görünür olmuştur. Çalışmanın birinci bölümünde enformel sektörün formel sektörden ayrıldığı noktalar ve enformel sektöre dair kuramsal yaklaşımlar, işlevsel ve yapısal yaklaşımlar çerçevesinde ele alınmıştır. İkinci bölümde ise toplumsal tabakalaşma tartışmasına yer verilmiş ve özellikle Marx ve Weber'in sınıf tartışmasına odaklanılmıştır. Üçüncü bölümde ise sınıf tartışmalarına paralel olarak yoksulluk literatürü incelenmiş ve yoksulluğun yaşanan değişimlerle birlikte yeni bir hal alması ve sosyal dışlanma için bir kaynak oluşturması yönüyle tartışılmıştır. Yapılan derinlemesine görüşmelerden elde edilen saha bulguları, sosyal dışlanmanın enformel sektör çalışanları ile ilişkisinin kurulması ve bütüncül bir sentez elde etmek amacıyla dördüncü bölümde, literatür verileri ile ilişkilendirilerek ele alınmıştır. Bu süreçte veriler kategorileştirilerek temalama ve kodlama ile tema analizi, betimsel analiz ve içerik analizine tabi tutularak yorumlanmış ve her bir tema literatürden destek alınarak/ literatürden farklılaşan ve benzeşen yönleriyle yorumlanmıştır. 37 kişiyle yapılan derinlemesine görüşmeler sonucunda ortaya genel hatlarıyla şu sonuçlar çıkmıştır: Geri dönüşüm işçileri, öncelikle mülksüzlükleri ve işgücü piyasasına katılabilecek niteliklerden yoksun olmaları nedeniyle işgücü piyasalarından dışlanmaktadırlar. Diğer taraftan geri dönüşüm işçilerinin bir kısmı ise enformel sektörün çalışma tarzının kendi yaşam tarzlarıyla uyuştuğunu ifade ederek işgücü piyasalarından dışlanma temasını, tema bozumuna uğratmıştır. Geri dönüşüm işçilerinin çoğu Kürt işçilerden ve Afgan işçilerden oluşmaktadır ve dolayısıyla en yoğun dışlanma sürecinin de etnik kökenleri sebebiyle yine kültürel düzlemde ortaya çıktığı görülmüştür. Bunun yanı sıra yoksullukları, enformel ağlar içinde bulunan yaşamları ve dolayısıyla olumsuz/ düzensiz yaşam koşulları sebebiyle toplumsal alandan da dışlanarak bulundukları toplumun genel kuralları ve kabulleri noktasında izole bir hale geldikleri bulgulanmıştır. Çalışmanın önemli bir bulgusunu da dışlanmanın devredilebilirliği oluşturmaktadır. Çok boyutlu bir dışlanma süreci içerisinde bulunan geri dönüşüm işçileri; ekonomik, toplumsal, kültürel, politik ve mekansal dışlanmalarının yanı sıra ekonomik sorunlardan kaynağını alarak etnik niteliklerinden dolayı zincirleme bir dışlama/ dışlanma ilişkisi içerisine de girmektedirler.