Özet:
ÖZET Amaç: Bu çalışma kan glukozu yüksekliği nedeni ile hastaneye yatan hastaların diyabet ve beslenme eğitimi verildikten, kan glukozu kontrolü sağlandıktan sonra taburculuk zamanını takip eden dönemde evde sık kan glukozu ölçümü yapanlar ile daha seyrek kan glukozu ölçümü yapanlar arasında glisemik kontrol açısından fark olup olmadığını araştırmaktır. Yöntem: Bu araştırma, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniğinde yatarak tedavi edilen, insülin kullanan ve taburcu olana kadar takip edilen araştırma kriterlerine uyan rastgele olarak seçilen 100 (Tip1 ve Tip 2) hasta üzerinde yapıldı. Grup 1(sık ölçüm)'i hastaneden taburcu oldukları dönemde; 1.hafta, 2.hafta, 3.hafta ve 4.hafta, Grup 2(daha az ölçüm)'yi 1.hafta ve 4.hafta da bir gün 7 noktalı kapiller kan glukozu ölçümü yapan hastalar oluşturdu. Analizler SPSS 22,0 paket programı ile yapıldı ve p<0,05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Hastaların % 55'inin sadece insülin, % 45'inin Oral antidiyabetik (OAD) ve insülin kullanmaktadır. Her iki grubun hastanede yattıkları dönemde açlık kan glukozu ortalamaları benzerdi (p=0,268). Taburculuk sonrasında her iki grupta 7 noktalı kan şekeri değerlerinin hepsinde kötüleşme saptandı (p<0.05). Taburculuk sonrası 4. haftada Grup 1'deki hastaların AKŞ ortalaması 150,80±59,88 mg/dl, Grup 2'deki hastaların ise 199,62±81,27mg/dl olarak bulundu (p=0.002). Grup 2'deki hastalarda yatışlarından 1 yıl sonrasında HbA1c'de % 0,51 düşme olurken (p>0.05), Grup 1'deki hastalarda ise % 1,04 düşme saptanmıştır (p<0,001). Sonuç: Evde kan şekeri ölçümünün sık yapılması ve telefon ile hastalarla iletişime geçilmesi hastaların öz yönetimine katkı sağlayarak glisemik kontrolü iyileştirebilir.