Abstract:
İran, jeopolitik konumu itibariyle Orta Asya ile Orta Doğu ve Avrupa arasında köprü görevi görmektedir. Bu bakımdan Orta Asya'dan Anadolu'ya geçen Türkler, İran coğrafyasını kullanmış ve bir kısmı Anadolu'ya geçmeyip İran'ı yurt tutmuştur. İran çok etnikli bir yapıya sahip devlettir. İran'da varlığını sürdürmekte olan etnik topluluklar Türkler ve Farslar başta olmak üzere Araplar, Kürtler, Beluçlar, Gilani ve Mazenderaniler'dir. İran coğrafyasını yaklaşık bin yıl boyunca yöneten topluluk olan Türkler, 1925 yılından itibaren etnik azınlık konumuna düşmüştür. Bu tarihten itibaren Türklerin anadilleri yasaklanmış, ekonomik baskılara maruz bırakılmış, kültürel ve etnik asimilasyon kendini göstermiştir. İran devletinin 1925-1979 arasında uyguladığı tüm etniklerin tek bir millet olarak 'İranlılık' çatısı ve 1979 İslam Devrimi ile birlikte 'İslamin Şii yorumu' ve 'Farslılık' altında birleştirme fikri ve baskısı İran'da varlığını sürdüren Türkler de dahil olmak üzere bütün etnik toplulukları rahatsız etmiştir. İran'da varlığını sürdüren Türkler bu baskılardan ve asimilasyon politikalarından yılmamıştır. Bu bağlamda 1905-1911 Meşrutiyet hareketiyle başlayan aydınlanma ve baskıya karşı başkaldırı olan Türk milliyetçiliği hareketleri doğmuştur. Türk milliyetçiliği hareketi zaman zaman devletleşme sonucuna varmış olsa da küresel güçlerin de yardımıyla İran devleti tarafından bastırılmıştır. Halen İran'da varlığın sürdüren Güney Azerbaycanlı Türkler kendi öz benliklerini korumak ve Türk olarak varlıklarını sürdürebilmek için uluslararası hukuka uygun olarak sivil toplum kuruluşları nezdinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Çalışmada, ulus-etnisite-milliyetçilik ideolojileri ele alınmış, İran'da varlığını sürdüren Türklerin bu ideolojiler temelinde nasıl davrandığı incelenmiştir. Ayrıca İran'ın tarihi ve sosyal yapısı ele alınmış ve İran'da varlığının sürdüren Türklerin İran coğrafyasına dağılımı ve nüfusları ele alınmıştır. Son olarak Güney Azerbaycan'da yaşayan Türklerin milliyetçilik hareketleri tarihsel motivasyonları ele alınmış ve 1979 İslam devriminde ve sonrasındaki milliyetçilik hareketleri sebep sonuç ilişkisi içerisinde değerlendirilmiştir.