Özet:
Amaç: Bu çalışma, tip 2 diyabetli bireylerde kardiyometabolik risk faktörlerinin yaşam kalitesine etkisinin değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Örnekleme Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Polikliniği'nde tip 2 diyabet nedeni ile takip ve tedavisi yapılan 227 kadın ve 143 erkek olmak üzere toplam 370 diyabetli birey alınmıştır. Araştırma verileri Kişisel Bilgi Formu, Antropometrik Ölçüm Formu, Kardiyometabolik Risk Faktörleri Formu ve Diyabet Sağlık Profili-18 kullanılarak yüz yüze görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, Kruskal-Wallis testi, Mann-Whitney U testi, Pearson ki-kare testi, iç tutarlık katsayısı, Yates düzeltmesi, Fisher exact test ve Fisher Freeman Halton testi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma kapsamına alınan hastaların yaş ortalaması 53.91±12.293, %61.4'ü kadın, %.57.6'sının tanı süresi 6 yıl ve üzeridir. Hastaların %58.9'unda hipertansiyon olup, %78.1'i oral-antidiyabetik ve %47.6'sı insülin tedavisi almakta, %68.1'i diyeti olduğunu belirtilmektedir. Framingham Risk Skoruna göre hastaların %33.8'i çok yüksek ve %10'u yüksek kardiyometabolik risk altındadır. Diyabet Sağlık Profili Ölçeği-18 Türkçe versiyonunun Cronbach alfa değeri 0.89'dur. Ölçekten alınan toplam puan 52.65 olup, hastaların yaşam kalitelerinin kötü olduğu bulunmuştur. Ölçeğin alt boyut ve toplam puan ortalamaları ile yaş, eğitim durumu, meslek gibi sosyo-demografik özellikler, tanı süresi, diğer kronik hastalıklar gibi hastalık özellikleri ve kolesterol, kan basıncı gibi kardiyometabolik risk faktörleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık (p<0.005) bulunmuştur. Sonuç: Araştırmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda, tip 2 diyabetli bireylerin kardiyometabolik risk faktörleri açısından yüksek risk altında oldukları, kardiyometabolik risk faktörlerinin arttıkça yaşam kalitesinin kötüleştiği görülmektedir. Tip 2 diyabetli bireylerin kardiyometabolik riskler açısından düzenli olarak değerlendirilmeleri ve yaşam kalitelerini iyileştirici yöntemlerle desteklenmeleri önerilmektedir.