Abstract:
Türkiye'de özellikle 2008 yılından bu yana kamusal hizmetlerin yeni iletişim teknolojileri ile sağlanması, yurttaşların internet üzerinden devlete direk erişim sağlayabildiği etkin hizmet kanaati üzerine kurgulanmıştır. Oysaki Türkiye'de en temel bilgi ve iletişim teknolojileri gereksinimlerini bile karşılayamayan kesimlerin nüfus içerisindeki yoğunluğundan söz etmek mümkündür. Dolayısıyla dijital mecrada demokratik katılım üzerine yapılandırılan bu hizmetlerin basitçe şeffaflık ve erişebilirlik sağladığı söylenemez. Aynı zamanda, hükümet programları gündem maddelerinde, toplumsal uzamdaki potansiyel yatkınlıkların politika belirleyicilerin kanaatlerinde hâkim olmadığı görülebilir. Bu anlamda, Türkiye'de muhtelif ihtiyaçları olan kesimlerin belirlenmesi için dijital mecra ve konvansiyonel eşitsizliklerin beraber ele alındığı yeni araştırmalara ihtiyaç vardır. Eşitsizlikler öylece kendilerini görünür kılmazlar. Avantajlı ve dezavantajlı kesimler, kuşaklarlar boyunca aktarılan toplumsal terbiye üzerinde kendilerini daha görünür ve muhtelif kılmaya meyillenir. Bu kapsamda yaş ve cinsiyet kesişimselliğinin kritik bir etkiye sahip olduğunu söylemek mümkündür. Bu tez çalışması kapsamında, "Türkiye'de sosyal eşitsizliklerin görünür olduğu bir dijital alanının varlığından söz edilebilir mi" sorusu etrafında niceliksel yanıtlar aranmaktadır. Türkiye'deki beşeri eşitsizlikler, dijital mecrada en belirleyici ayrışmaları ortaya koymaktadır. Bunun yanında yaşlanma süreci boyunca eşitsizliklerin farklı deneyimleri dijital mecrada kadın ve erkek bireyleri BİT imkânları üzerinde zıt kutuplara sürüklemektedir. Erkeklerin nispeten dijital mecraya özgü eşitsizlikleri deneyimlediği görülebilirken, kadınlar için sadece dijital mecraya özgü bir dezavantajın var olduğunu söylemek mümkün değildir