Özet:
Tarım sektöründe görülen çocuk işçiliği "çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri" arasında sayılmaktadır. Fındık tarımı gerçekleştiği koşullar itibariyle hasadının yaz mevsiminde yapılması, uzun saatler çalışmayı gerektirmesi, tarımsal ilaçlara maruz kalma, iş kazaları ve böcek/yılan sokması gibi nedenlerle çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çalışmanın amacı; Giresun ili fındık işletmelerinde mevsimlik gezici ve yerel fındık işçiliği yapan on sekiz yaş altı bireylerin çalışma ve barınma koşulları ile birlikte sosyo-ekonomik durumlarını ortaya koymaktır. Çalışmanın ana materyalini, Giresun ili fındık işletmelerinde ücret karşılığında çalıştırılan çocuk işçiler, aileleri ve işveren durumundaki çiftçilerle yapılan yüz yüze anketlerden elde edilen veriler oluşturmaktadır. Araştırma evrenini temsil edecek örnek sayısı kartopu örnekleme yöntemine göre belirlenmiştir. Örnekleme kapsamında 2015 yılında yüz yüze anket yöntemi ile görüşülen 104 çocuk işçinin yarısı mevsimlik gezici tarım işçisi iken diğer yarısı mevsimlik yerel tarım işçisinden oluşmaktadır. Bununla birlikte görüşülen çocukların ailelerinden 58'i ve işveren çiftçilerin 47'si ile de anket yapılmıştır. Anketlerden elde edilen birincil veriler, SPSS 20.00 paket programında betimsel istatistik yöntemleri kullanılarak karşılaştırmalı durum analizi yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilere göre fındık işletmelerinde çalışan çocukların yaş ortalaması 14,8 olarak bulunmuştur. Çocuklar günde ortalama 9,24 saat uygun olmayan koşullarda çalışmaktadır. Çocuk işçiliğinin var olmasında en önemli etken ailenin sosyo-ekonomik seviyesinin düşük olmasıdır. Araştırmada hane halkının yıllık ortalama geliri mevsimlik gezici tarım işçisi ailelerde 16.334,47 TL, mevsimlik yerel tarım işçisi ailelerde 17.560,85 TL olarak bulunmuştur. İşverenlerin %68'i işe alımda yaş sınırı gözetmemektedir. İşverenler için işe alım kriteri, işçilerin iş yapabilecek durumda olmasıdır. Çocuk işçiliğini önleme ve ortadan kaldırma ile ilgili Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası hukuki düzenlemeler ve ülkemizdeki ulusal hukuki düzenlemeler etkin bir şekilde uygulandığında bu sorun büyük oranda çözülmüş olacaktır. Bu nedenle mevcut hukuki düzenlemelerin uygulaması konusunda etkin denetim yapılmalı ve caydırıcı boyutta yaptırımlar uygulanmalıdır.