Özet:
Pediatrik anestezide önemli bir sorun olan postoperatif analjezi için bildirilen değişik yöntemler arasında son yıllarda oldukça sık uygulanan lokal anestetik bloklardan ikisini kontrol grubuyla karşılaştırmayı amaçladık. Çalışmamızı Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji Anabilim Dalı'nda inguinalherni ve orşiopeksi operasyonu geçirecek, ASA I-II gruplarında yer alan, 3 ay - 12 yaş arası, 9 kız, 36 erkek toplam 45 olguda sürdürdük. 45 olgunun, 15'i ilioinguinal-iliohipogastrik sinir bloğu yapı¬ lan I. Grubu, 15'i keşi yeri infiltrasyonu yapılan II. Grubu, kalan 15'i ise kontrol grubunu oluşturdu. Genel anestezi indüksiyonunu takiben % 0.5'lik bupivacaine'in 0.5 ml/yaş (yıl olarak) dozunda 25 no'lu iğne ile I. Gruba iliongui- nal-iliohipogastrik sinir bloğu tekniğine göre, II. Gruba ise keşi yeri infiltrasyonu (cilt altı ve derine olmak üzere) aynı dozda yapıldı. Hiç lokal anestetik uygulanmayan kontrol grubuna ise diğer iki grupta olduğu gibi genel anestezi, entübasyonsuz maske ile %30 (^ + %70 N20 + % 0.5-2.5 halotan verilerek sürdürüldü. Bloklar aynı kişi tarafından uygulandı. Operasyon süresince olguların anestezi derinliği, pupillerin.- 43 - büyüklüğü ve olguların 1., 2., 3., 4., 5., 10., 15., 20., 25., 30., 35.. ve 40. dakikalarda kaydedilen kalp hızına göre halotan konsantrasyonu ayarlanarak takip edildi. Operasyondan sonra olgular 30 dakika derlenme odasında, saatte bir olmak üzere 10 saat süreyle serviste, ne tür uygulama yapıldığını bilmeyen bir gözlemci tarafından izlendiler. Postoperatif analjezi değerlendirilmesi 2 yaş altındaki çocuklarda I no'lu, 2 yaş üstündeki çocuklarda ise II no'lu ağrı skoruna göre yapıldı. Olguların ilk ağrıyı duydukları saat ve verilen analjezik kaydedilerek bu zaman analjezi süresi olarak kabul edildi. Olgular, analjezi yönünden incelendiğinde; % 0.5 'lik bupiva- caine ile 0.5 ml/yaş (yıl olarak) yapılan sinir bloğunda yalnız 2 olguya 3-4 saatte, kontrol grubunda ise 14 olguya postoperatif ilk 5. dakikada, bir olguya ise 25. dakikada olmak üzere hepsine analjezik yapıldı. Keşi yeri infiltrasyonu grubunun analjezik gereksinimi olmadı. Sinir bloğu ve keşi yeri infiltrasyonu yapılan 2 grup, postope ratif analjezi yönünden kontrol grubuna göre çok anlamlı (p < 0.01) iken, her iki blok türünün analjezi süreleri kendi aralarında anlam sız olarak saptandı (p > 0.05). Son yıllarda postoperatif analjezi çocuklarda en çok üzerinde durulan konulardan biridir. Bu konu ile ilgili yapılan çalışmamızda sonuç olarak; postoperatif kullanılan opioidlerin pek çok yan etkisinin olduğu ve kaudal anestezinin, ise küçümsenemeyecek komplikasyonları göz önüne alındığında; teknik olarak basit, güvenilir olan ve daha az hacimde lokal anestetik gerektiren ilioinguinal-iliohipogastrik sinir bloğu ve uygulanımı da kolay olan keşi yeri infiltrasyonu- 44 - bugünkü şartlarda, pediatrik olguların postoperatif analjezisinde iyi bir alternatif olabilecekleri görüşündeyiz.