Özet:
Bu çalışmada kliniğimizde çeşitli santral blok yöntemlerinin kullanımını yaygınlaştırmayı ve birbirine olan üstünlüklerini saptamayı amaçladık. TUR yapılacak 45 yaş üstü hastalarda epidural, spinal, kombine spinal-epidural, kontinü spinal ve genel anestezi yöntemlerini kullanarak hemodinami, anestezi kalitesi, komplikasyonlar ve maliyet üzerine olan etkileri araştırdık. Çalışma beş grupta yapıldı. Birinci grup hastalara 90 mg %0.5lik izobarik bupivakain, İkinci grup hastalara 14 mg %0.5?lik hiperbarik bupivakain verildi. Üçüncü grup hastalara spinal iğne içinden 7.5 mg hiperbarik bupivakain verildikten sonra epidural aralığa kateterden 5 mg %0.5lik izobarik bupivakain verildi. Dördüncü grup hastalara supin pozisyona getirilmelerini takiben kateterden 7.5 mg hiperbarik %0.5lik hiperbarik bupivakain verildi. Beşinci grup hastalar 2 mg priming norcuron, 1-2 mcg/kg fentanyl, 5-7 mg/kg tiopental, 1-2 mg/kg lysthenonla indüksiyonu takiben entübe edildi. İdamede %50 oksijen, %50 azotprotoksit, %1 izofluran gerektiğinde vekuronyum ve fentanyl kullanıldı. Her beş gruptaki hastanın indüksiyon öncesi ve indüksiyonu izleyen 1., 3., 5., 10., 15., 20., 25., 30., 45., 60. dakikalarda kalp hızı, sistolik kan basıncı, diastolik kan basıncı, ortalama kan basıncı, SPO2 kaydedildi. Sensoriyal bloğun başlaması, derecesi (Tablo: 2) ve seviyesi pin prick testi ile ilaç uygulanmasından sonra dakika olarak belirlenerek değerlendirildi ve kaydedildi. Sensoriyal blok başlama zamanı olarak hafif duyu kaybının L1 segmentinde başladığı an kabul edildi. Sensoriyal blok bitiş zamanı, bloğun kaybolup sensasyonun alınmaya başladığı ve seviyenin L1 segmentine gerilediği zaman olarak tayin edildi. Sensoriyal blok süresi blok başlama ile bitişi arasındaki süre olarak belirlendi ve dakika olarak kaydedildi. Motor bloğun oluşup oluşmadığı Bromage skalasına göre değerlendirildi ve kaydedildi (Tablo: 3). Hastanın bacağını düz olarak kaldıramadığı an (1. derece blok) motor blok başlama zamanı, düz olarak kaldırabildiği (0 derece blok) an ise motor blok bitiş zamanı olarak kabul edildi. Motor bloğun başlama zamanı ile bitiş zamanı arasındaki süre blok süresi olarak belirlendi ve dakika olarak kaydedildi. İlaçlara bağlı oluşan yan etkiler (bulantı, kusma, hipotansiyon, solunum depresyonu, pruritis, somnolans, titreme, üriner retansiyon) kaydedildi. Kan basıncında % 30 veya daha fazla düşme hipotansiyon olarak değerlendirildi. Hastaların anestezi uygulamasından memnuniyeti; operasyondan sonraki gün kendilerine zayıf, orta, iyi, çok iyi seçeneklerinden hangisini kabul ettikleri sorularak değerlendirildi. Gruplar arasındaki istatistiksel değerlendirmede standart sapma, one way ANOVA ve tekrarlayan ölçümlerde varyans analizi testleri kullanıldı ve p<0,05 anlamlı kabul edildi. TUR yapılacak hastalarda beş teknik de kullanılabilir ancak spinal, epidural, kombine spinal-epidural ve genel anestezinin birbirine göre avantaj-dezavantajları vardır. Santral blok yöntemleri hastaya daha az zarar vermesi (stres yanıtı, bulantı kusma, kan kaybı, tromboembolik komplikasyonlar daha azdır), daha hızlı derlenme, daha kısa hastanede kalış süresi, normal aktiviteye daha çabuk dönüş, daha az maliyet, postoperatif analjezi gibi avantajlar sağladığından GA?den üstündür. Bu nedenle santral blok yöntemlerinin kontrendikasyon olmayan vakalarda tercih edilmesi gerektiği kanısına vardık. Kontinü teknikler spinal ve epidural anestezinin avantajlarını birleştirirken, yan etkilerinin azaltılmasını amaçlar. Sürekli spinal anestezi sırasında meydana gelen hemodinamik değişiklikler KSE uygulaması ile benzerdi ve SA, EA ve GA den daha azdı. Düşük dozlarda aralıklı olarak lokal anestezik verilmesi kardiyovasküler sistemde değişikliklere neden olmadan anestezinin istenen düzeyde olmasını sağlamakta, sistemik toksisite riskini azaltmaktadır. KSE gibi KS tekniği de kolaydır ve kısa sürede yapılabilmektedir. Sonuç olarak kontinü teknikler, ileri yaş grubundaki hastalarda yüksek sempatik blokla gelişen hemodinamik bozuklukların azaltılmasında güvenle kullanılabilecek bir anestezi tekniği olarak görülmektedir. Yöntem uzun etkili lokal anesteziklere gereksinimi azaltmaktadır. Kısa etki süreli lokal anesteziklerin kullanılması ile derlenme döneminin daha da kısalabileceği kanısındayız.