Özet:
Bu çalışma, kördüğüm haline gelmiş küresel uzay yönetişiminin insanlığın ortak mirası ilkesi temelinde yeniden inşasının gerekliliğini ortaya koymakta ve bu hususta epistemik uzay topluluğunun rolünü, İnşacılık teorisinin ulusötesi perspektifi, uluslararası devlet ve küresel yönetişim argümanlarıyla açıklamaktadır. Çalışmanın hipotezi, uzayın keşfinin ve uzay faaliyetlerinin gezegenin tamamını etkilemesi dolayısıyla, epistemik uzay toplulukları aracılığıyla uzayın küresel yönetişimi için insanlığın ortak mirası ilkesi temelinde ortak normların oluşturulması ve uygulanması gerekliliği üzerinedir. İşbu çalışma, insanlığın ortak mirası ilkesini tarihsel gelişimi içerisinde açıklayarak, onun temel bileşenlerini ortaya koymakta; uzayın keşfi ve uzay faaliyetlerinin bu temel bileşenler çerçevesinde ele alınması için çabalamaktadır. 1957 yılında başladığı kabul edilen Uzay Çağı, yaşanan teknolojik ve bilimsel gelişmelerle yerini Yeni Uzay Çağı söylemlerine bırakmış olup, bu dönem içerisinde Dünya yaşamı uzaya entegre hale gelmiştir. Uzay Antlaşması'nın yaratmış olduğu kullanım serbestisi sorunsalı, uzayın barışçıl amaçlarla insanlığın ortak çıkarı için kullanımı anlayışıyla çatışma halindedir. Günümüzde uzay yönetişiminin çok aktörlü ve çok katmanlı bir yapıya bürünmesi neticesinde ortaya çıkan yönetişim sorunsalının İnşacılık teorisinin ortaya koyduğu ulusötesiclik yaklaşımı ile ele alınması gerektiğini ortaya koyan bu çalışma içerisinde, küresel kördüğüm haline gelen uzay yönetişiminde epistemik uzay topluluğunun insanlığın ortak mirası temel bileşenlerinin gerçekleşmesine öncülük ettiği vurgulanmaktadır. Devletlerin uluslararasılaşması yoluyla birtakım kolektif eylemler içerisine girmesinin kaçınılmaz olduğunu ortaya konan bu çalışmada, uzayın keşfinin ve uzay faaliyetlerinin tüm insanlık adına ulusötesi ittifak ağları olarak kabul edilen epistemik uzay topluluğu aracılığıyla inşasının nasıl mümkün olabileceği incelenmektedir.