Özet:
Tarihsel süreç içerisinde kurumların makro ve mikro ortamlarındaki koşulları zamanla değişmekte ve bu değişen koşullar çerçevesinde paydaş beklentileri de giderek artmaktadır. Dolayısıyla kurumların değişen ortamlarına ve paydaş beklentilerine uyum sağlamak adına iş yapış biçimlerini, stratejilerini, planlarını, uygulamalarını, araçlarını, paydaşlarına ve genel anlamda topluma karşı bakış açılarını ve iletişim süreçlerini yeniden düzenlemeleri gerekmektedir. Bu noktada kurumun tüm değişen yapısını süreçlerine entegre eden ve paydaşlarıyla buluşturan halkla ilişkiler fonksiyonlarının da değişimi kaçınılmazdır. Nitekim bu süreçte halkla ilişkiler fonksiyonları da salt tanıma ve tanıtımdan sıyrılıp kurum ve paydaşları arasındaki ilişkileri yöneten bir denge unsuru halini almakta ve kurumlar adına arz ettiği önem günden güne katlanarak artmaktadır. Halkla ilişkiler fonksiyonlarının değişimindeki temel nedenlerden birisi de teknolojik araçlarda yaşanan inovasyonlardır. Bu araçlar kurumları ve halkla ilişkiler fonksiyonlarını değiştirirken halkla ilişkiler uygulamalarını, çıktılarını ve çıktılarının aktarıldığı araçları da çeşitlendirmektedir. Kurumların artık paydaşlarına ulaşmak için geleneksel iletişim araçları yanı sıra sosyal medya ve ağlarını da süreçlerine dâhil etmeleri gerekmektedir. Bu değişimlerden ve gerekliliklerden yola çıkılarak hazırlanan çalışmanın, ilk bölümünde, halkla ilişkiler disiplininin tarihsel süreçteki evrelerine, uygulama araçlarında geleneksel medyadan yeni medya ve sosyal medyaya uzanan çeşitliliğe ve bu ortam ve araçların süreçler üzerindeki etkilerine değinilmiştir. İkinci bölümde, araştırmanın da üzerinden yürütüldüğü sosyal ağlar anlatılarak bu ortam ve araçların halkla ilişkiler uygulamalarında kullanım nedenleri ve gerekliliği üzerinde durulmuş ve bu konuda literatürde yer alan ulusal ve uluslararası çalışmalara yer verilmiştir. Üçüncü bölümde, kamu kurumları ve özel kuruluşların sosyal ağları kullanımları, sosyal ağları kullanımlarındaki farklılıkları aktarılırken, son bölüm olan dördüncü bölümde ise halkla ilişkiler disiplinin Türkiye'deki ilk örneklerinin görüldüğü kamu kurumları içerisinde temel yapılardan birisi olan büyükşehir belediyelerinin sosyal ağları halkla ilişkiler aracı olarak ne yönde kullandıkları nicel bir araştırma tasarımı ile ortaya konulmuştur.
