Özet:
Doğum yeri olan Midilli'de 1874 senesinde on dokuz yaşında olduğu halde Midilli Sancağı Tahrirat Kalemi'ne girerek devlet memuriyetine başlayan Hüseyin Hilmi Paşa (1855-1923), ilk önemli devlet görevi olarak Aydın Vilayeti Mektupçuluğu'na (1883-1885) terfi ettirilmiş ve böylece Hilmi Paşa, Midilli'den ilk defa ayrılmıştır. Aydın ve Suriye Vilayeti Mektupçuluğu (1885-1891) görevlerinden sonra Maan (Kerek) Sancağı (1893-1896) gibi bazı sancaklardaki mutasarrıflıklarının ardında çok kısa bir süre Adana Valiliği yapmış; hemen ardından ise Yemen Valiliği'nde (1898-1902) önemli hizmetlerde bulunmuş ve bu görevi sırasında 1899 yılında vezirlik yani paşalık rütbesine erişmiştir. Yemen Valiliği'nden sonra, en başarılı hizmetlerini gerçekleştirdiği Rumeli Genel Müfettişliği (1902-1908) görevine tayin edilen Hilmi Paşa, Meşrutiyet'in yeniden ilan edilmesinden sonra Kamil Paşa Kabinesi'nde Dahiliye Nazırlığı'na (30 Kasım 1908-12 Şubat 1909) getirilmiştir. Ardından kısa sürelerle de olsa 31 Mart Olayı öncesinde ve sonrasında iki defa (ilki iki ay, ikincisi sekiz ay kadar) Sadrazamlık yapmış; Gazi Ahmet Muhtar Paşa Kabinesi'nde bir ay kadar Adliye Nazırlığı'nda (Temmuz-Ağustos 1912) bulunmuş; Viyana Sefirliği (Ekim 1912- Ekim 1918), Maliye Komisyonu Reisliği, Âyan üyeliği gibi önemli görevler üstlenmiş önemli bir devlet adamıdır. Tez, Hüseyin Hilmi Paşa'nın hayatı ve devlet adamlığının incelenmesini amaçlamaktadır. Hüseyin Hilmi Paşa, hem II. Abdülhamid hem de II. Meşrutiyet dönemlerinde çeşitli görevlerde bulunmuş bir devlet adamıdır. Birbirine zıt iki devlet anlayışından birine sıkı sıkıya bağlı olmadığı için çok sayıda ve birbirinden farklı görevlerde bulunmuştur. Sadrazamlık mevkiine kadar yükselmiş bir devlet adamının hayatı ve devlet adamlığının incelenmeye değer olduğu varsayıldığından bu konudaki bir çalışmanın, tarih bilimine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Ayrıca, Hüseyin Hilmi Paşa meslek yaşamında en yüksek makamlara II. Meşrutiyet Dönemi'nde yükseldiği için doğal olarak tezin sınırları içerisine genel anlamda Jön Türkler özel anlamda ise İttihat ve Terakki Cemiyeti de dahil olmaktadır. Bu bakımdan Hüseyin Hilmi Paşa'nın Jön Türkler ve İttihat-Terakki Cemiyeti ile olan ilişkileri de tezin sınırlarına dahildir.