Özet:
Sosyal dışlanma bir takım eşitsizlikler ve dezavantajlar sonucunda bireyin dışlanmasına neden olacak maddi ve manevi yoksunluk içinde bulunması, haklarını koruyacak kurumlardan veya sosyal destekten uzak olması durumunda ortaya çıkan dinamik bir süreci ifade etmektedir. Son yıllarda özellikle batı Avrupa ülkelerinde sıkça kullanılan bu kavram dışlanmanın sadece ekonomik görünümüne değil aynı zamanda bireysel ve toplumsal görünümüne dikkat çekmektedir. Toplumda birçok kişi dışlanma riski ile karşı karşıyadır. Bunlar arasında engellileri, kadınları, yoksulları, hastaları ve suçluları saymak mümkündür. Bireysel veya yapısal nedenlerden dolayı ortaya çıkan suç davranışı dışlanmanın hem bir nedeni hem de bir sonucu olabilmektedir. Suç ile ilgili kaynaklara bakıldığında suç davranışının özellikle genç bireyler arasında sıklıkla görüldüğü dikkat çekmektedir. Bu çalışmada bireyin yaşamında önemli bir evre olan gençlik dönemindeki suç davranışı ile sosyal dışlanma ilişkisi ele alınmaktadır. Bu kapsamda gerçekleştirilen saha çalışması Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün Denetimli Serbestlik ve Yardım Hizmetleri Merkezlerinde denetimli serbestlik hizmetinden yararlanan gençler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma İstanbul ve Ankara olmak üzere iki büyük şehirdeki Denetimli Serbestlik İl Müdürlüklerinde tamamlanmıştır. Nitel ve nicel araştırma tekniklerinin bir arada kullanıldığı saha çalışmasında 234 kişiye "Sosyal Dışlanma Ölçeği" uygulanmış olup 18 kişi ile derinlemesine görüşmeler yapılarak nicel araştırma sonuçlarını destekleyen verilere ulaşılmıştır. Çalışmada sosyal dışlanmanın alt boyutları olarak belirlenen maddi yoksunluk, kurum ve yardımlardan faydalanma, uygun ev ve güvenli çevrede yaşama, sosyal katılımcılık ile kültürel entegrasyon/normlara uyma çerçevesinde genç suçluların sosyal dışlanma durumları incelenmektedir. Saha çalışmasında en düşük düzeyde sosyal dışlanma kurum ve yardımlardan yararlanma alt boyutunda ölçülmüştür. Bu durum örneklemin bir kamu hizmeti olan denetimli serbestlikten yararlanıyor olmalarının olumlu bir etkisi olarak açıklanmaktadır. Sosyal dışlanma en yüksek düzeyde ise sosyal katılımcılık alt boyutunda tespit edilmiştir. Araştırmada sosyal katılımcılık alt boyutu bireyin özellikle toplumsal ilişkileri ve bunlarla olan bağları ile tanımlanmaktadır. Genç suçluların sosyal hayata katılımda yaşadıkları olumsuz deneyimler ile sosyal dışlanmaya maruz kaldıkları hissini duymaları sosyal dışlanma düzeylerinde etkili olduğu görülmektedir. Bu doktora tez çalışması genç suçluluğunu açıklamada sosyal dışlanmanın önemli bir faktör olduğunu ortaya koymaktadır.