Özet:
Türkiye'de özellikle son yıllarda basın ve hükümet arasındaki ilişkiler ulusal ve uluslararası kamuoyunun dikkatini çeken çeşitli olaylarla gündeme gelmiştir. Bu çalışma basın ve hükümet arasında gerginliği ile nitelenen ilişkileri tarihsel bir perspektiften ele alarak incelenmesini amaçlamaktadır. Bu amaçla, pratikte örtüşme, tümevarımsal ve tümdengelimsel düşünce ile harmanlama özelliği taşıyan temellendirilmiş kuram yöntemi yeğlenmiştir. Herhangi bir varsayım öngörmeyen temellendirilmiş kuram yöntemi kullanılarak, yaygın basında gazeteci ve köşe yazarı olan 19 kişi ile görüşme yapılmıştır. Elde edilen yanıtlar, NVivo 10 nitel analiz programıyla kodlanmış; gazete haberleri ve diğer yorum ve görüşler de dikkate alınmıştır. Böylece, kuramsal temellerden doğan süreçlerin işleyişi ortaya konarak, 2000'lerin basın-iktidar ilişkisinin her yönüyle anlaşılmasına çalışılmıştır. Araştırma bulguları, Türk medyasının merkezinde odak kayması yaşandığını göstermekle birlikte, merkez medya sahiplerinin ekonomik çıkarlar nedeniyle sansürü otosansürleştirdikleri, kitle gazetelerinde çalışan gazeteci ve köşe yazarlarının hükümet müdahalesine daha açık olduklarını, hükümet müdahalelerinin temel hedefinde anaakım medya olduğunu, bu durumun da gazeteci ve köşe yazarlarının alternatif medya kuruluşlarına yönelmesini hızlandırdığına işaret etmektedir. Bugüne kadar birçok akademik araştırma, farklı ülkelerde farklı siyasal yönetim biçimlerine bağlı olarak değişim gösteren iktidar karşısında basının aldığı konuma göre ortaya çıkan ilişki modelleri ortaya koymuşlardır. Türkiye'de basının bugünkü durumunu ele alırken, iletişim literatüründe geliştirilmiş bu modellerden yararlanılmıştır. Akademik literatürün kılavuzluğundaki bu çalışma, basın-iktidar ilişkisinin işleyişinde belirleyici olan etkenleri ortaya koymayı amaçlamaktadır.