Özet:
Çalışmamın konusunu, çoğunluğu satın alma yoluyla Alanya, Anamur, Silifke ve Mersin Müzelerine kazandırılan, kısmen de Alanya'da özel bir koleksiyonda bulunan pişmiş toprak figürinler oluşturmuştur. Bu eserlerle, Kilikya'nın Arkaik Dönem terrakotta sanatı ilk kez bilim dünyasına tanıtılmaktadır. Figürinlerde, yapıldıkları dönemin terrakotta sanatında uygulanan bütün yapım tekniklerinin kullanıldığı saptanmıştır. Elle şekillendirilmiş figürinleri, tek ve çift kalıpla yapılmışlar izler. Büyük boyda eser üretebilmek için de baş ve ayaklar gövdeden bağımsız kalıplanarak sonradan birleştirilmiştir. Yükseklikleri 50 cm' yi geçen figürlerde ise baş ve ayakların yanısıra gövde de iki parça olarak yapılmış ve birleştirilmiştir. Tamamı giysili olan figürinlerde kırmızının tonları ağırlıklı olmakla birlikte siyah, san, beyaz ve kahverengi boyalar kullanılmıştır. Siyah boya; saç, sakal, bıyık, kaş, gözbebeği, şal kenarları ve ayakkabılarda, diğer renkler ise yalnızca giysilerde uygulanmıştır. Çoğunlukta olan erkek figürinlerinde ya her iki kol ya da sadece sol kol yandadır, sağ kol dirsekten bükülü olarak göğüs üzerinde durmaktadır. Khiton, khitoniskos, ependytes, önlük, şal ve manto olmak üzere altı farklı giysi tespit edilmiştir. Bir çok figürinde, içe giyilen uzun khiton üzerine kenarı bezeli bir şal dolandırılmıştır. Bütün bu giysi türlerinin erken dönemlerden itibaren Mezopotamya, Anadolu ve Suriye'de giyildiği bilinmektedir, da, Eserlerin Samos ve Batı Anadolu'da bulunmuş figürinlerle karşılaştırması, bu giysi türlerinin kısmen Kilikya'dan Akdeniz ticaretiyle 'batı'ya aktarıldığım ortaya koymuştur. Batı Kilikya figürinleri başlık olarak tiara, sivri başlık ve pusu taşır. Bu başlıklar da, diğer giysiler gibi bölgeye hastır. Kadın figürinleri de Kilikya sanatı için oldukça önemli veriler sunar. Erken örneklerin Yeni Hitit sanatında görülen, giysinin karın üzerinde yay çizerek bitmesi örgesi, Batı Kilikya örneklerinde de vardır. Eserler, giysi ve saç düzenlemesiyle Yeni Hitit sanatının devamını oluştururken, Kıbrıs ve Samos gibi önemli merkezlere de aracılık yapmışlardır.VI Yerleşimlerin Samos kolonizasyonu ile oluştuğu düşünülen Batı Kilikya sahillerinde Samos etkisinin olmadığını, Figürinlerin tamamen Yeni Hitit sanatı etkisinde şekillendikleri gerçeği göstermiştir. Bu bağlamda Kilikya'mn Akdeniz ticaretinde önemli bir paya sahip olduğu anlaşılır. Samos Heraion'unda çıkan ve Kıbrıs eserleri olarak yorumlanan figürinlerin büyük bir kısmının Kilikya' dan götürüldüğünü de kullanılan kalıp birlikteliği tanıtlar. Figürinler, İÖ. 8. yüzyılın ikinci yansı ile İÖ. 6. yüzyılın ortalarına tarihlenmiştir. Bunlar arasında K 11, İÖ. 560 yılı dolaylarında etki yönünün artık terse çevrildiğini ve İon sanatının bir çok bölgeye yayıldığım göstermesi açısından önemlidir. Batı Kilikya' da yerel üretimin olduğunu Gözsüzce, Gülnar, Aphrodisias ve Nagidos'tan olan çok sayıda eser gösterir. Gözsüzce eserlerinin buluntu yeri, yerel üretim yapıldığını özellikle belgelemiştir. Toplu olarak ele geçen figürinler, bölgede tapınım gören, isimleri şimdilik saptanamayan bazı tanrı ya da tanrıçaların kutsal alanlarına sunulmuş olmalıdırlar.