Abstract:
Hukuk kuralları, insanların belirli bir düzen içinde yaşamalarını sağlamak için konulmuştur. Toplumdaki tüm insanların, ortak menfaatleri gereği bu kurallara uygun şekilde yaşaması beklenmektedir. Yaşama hakkının sağlıklı şekilde sürdürülmesi de bu ortak menfaatlerden biridir. Kanun koyucu, kişilerin manevi varlığını, huzurunu ve sükûnet içerisinde yaşamasını 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m. 123 ile koruma altına almıştır. Bu suç, Anayasa m. 17 ve 56/1. gereği olarak kişilerin huzurlu bir ortamda rahatsız edilmeksizin belirli bir sükûnet ve psikolojik dinginlik içinde yaşamasını ve faaliyetlerini sürdürmesini; bu şekilde manevi varlığını korumasını ve geliştirmesini sağlamaya çalışmayı amaçlamaktadır. Türk Ceza Kanunu m. 123'te suçun seçimlik hareketlerle, ısrarlı şekilde ve sırf kişilerin huzur ve sükûnunu bozma özel kastıyla işlenebileceği düzenlenmiştir. Hukuka aykırı başka bir davranışta bulunma şeklinde ifade edilen kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun seçimlik hareketi, suçta kanunilik ve belirlilik ilkesi çerçevesinde eleştirilmektedir. Hukuki anlamda sorun ortaya çıkmaması için suçun unsurlarının açık ve net olması, yoruma ve genişletilmeye müsait şekilde bırakılmaması gerektiği ifade edilmektedir