Özet:
Bu çalışmada Tanzimat Fermanı'nın ilanından Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna kadar geçen sürede Antalya Sancağı'ndaki imar hareketleri incelenmiştir. 1839-1923 yılları arasında Antalya Sancağı'nda 23 farklı yapı türünde toplam 135 adet eser inşa edilmiştir. Bu yapılardan 31 cami, 7 kilise, 4 okul, 3 han, 1 deniz feneri, 1 depo, 1 fabrika, 1 gümrük binası, 1 hamam, 1 telsiz telgraf istasyonu ve 1 adet saat kulesi olmak üzere 52'si günümüze ulaşabilmiştir. 29 okul, 9 cami, 8 telgrafhane, 7 hükümet konağı, 6 kilise, 5 hapishane, 4 karakolhane, 3 hastane, 2 gümrük dairesi, 2 karantinahane, 2 köprü, 2 liman dairesi, 1 idari bina, 1 iskele, 1 jandarma dairesi ve 1 medrese olmak üzere 83 yapı ise günümüze ulaşamamıştır. Buradan yola çıkarak yapı türlerini ve sayılarını karşılaştırdığımızda geleneksel yapılarla birlikte Tanzimat mimarlığının getirdiği yeni yapı türlerinin bir arada uygulandığı görülmüştür. İnşa edilen yapıların sayılarına baktığımızda camilerin çoğunlukta olduğu görülmektedir. Camilerde; derinlemesine planlı, kare planlı ve altıgen planlı köşk mescit tarzında olmak üzere üç plan tipi görülmektedir. Camilerin bu kadar yoğun inşa edilmiş olması Tanzimat'tan bağımsız olarak ihtiyaçlar doğrultusunda geleneksel uygulamaların devam ettiğini göstermektedir. Sayı bakımından camileri okullar izlemektedir. Ancak inşa edilen okulların büyük kısmı günümüze ulaşamamıştır. Okul inşalarında görülen yoğunluk Osmanlı eğitim sisteminin modernleşme çabalarının sancağa yansıması olarak değerlendirilebilir. Cami ve okullardan başka kilise inşalarının da yoğun olduğu görülmektedir. İnşa edilen kiliselerin tümü dikdörtgen planlı ve tek neflidir. Kilise inşalarındaki artış 1839 Tanzimat Fermanı ve 1856 Islahat Fermanı ile gayrimüslimlere tanınan haklarla açıklanabilir. Tanzimat'tan sonra Antalya'da inşa edilen yapıların malzeme ve tekniğine baktığımızda, yöresel malzemenin kullanıldığı görülmektedir. Yapıların banileri belli değildir. Bu durum inşaların halk tarafından gerçekleştirildiğini göstermektedir. Yapıların süsleme programına baktığımızda ise genellikle sade yapılarla karşılaşmaktayız. Özellikle kamu yapılarında herhangi bir süsleme unsuru görülmemektedir. Süslemenin daha çok camilerde olduğunu söyleyebiliriz. Söz konusu bu süslemeler genellikle klasik dönem unsurlarını içermekle birlikte; özellikle kalemişi süslemelerde dönem modasına uygun olarak, vazodan çıkan çiçekler, saat, kandil ve perde gibi motiflere yer verilmiştir.Çalışmamızın sınırlarını oluşturan tarihler içerisinde inşa faaliyetlerinin yanı sıra çeşitli onarımlar da yapılmıştır. Ayrıca dikkati çeken bir diğer husus kentte nüfus artışına bağlı olarak yeni mahallelerin kurulmuş olmasıdır. Sonuç olarak, Antalya'nın başkente olan uzaklığı, kentin coğrafi konumu ve yeryüzü şekillerinin oluşturduğu ulaşım zorluğu nedeniyle Tanzimat'ın etkisi Antalya Sancağı'nda sınırlı kalmıştır. Buna bağlı olarak plan, malzeme ve süslemede geleneksel uygulamalar devam etmiştir.