Özet:
Teknoloji insan yaşamının vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak teknoloji bir yandan insan yaşamın olmazsa olmazı olduğu kadar, bir yandan da insan yaşamını zaman zaman tehdit eder konumda olmuştur. Hayatın idame edilmesi ve insani gereksinimlerin temini için belli bir emek ve gayretin ortaya konulması gerekmektedir. Bu nedenle emek de aynı teknoloji kadar vazgeçilmez bir olgudur. Bu bağlamda teknoloji birçok alanda olumlu veya olumsuz etkileri olduğu gibi, hayatın merkezinde olan emek veya çalışma kavramına da olumlu veya olumsuz etkileri olacağı kaçınılmazdır. Bundan dolayıdır ki, iktisadi perspektifte teknoloji ve çalışma ilişkisi daima tartışma konusu olmakla beraber bu konuda çözüm arayışlarında bulunulmuştur. James Watt tarafından buhar makinesinin geliştirilmesiyle başlayan sanayi devrimiyle çalışma kavramı toplu üretim mekanizması olan fabrika sistemiyle yepyeni bir boyut kazanmıştır. Artık bireysel ve yerel gereksinimler için çalışmak ve üretmek yavaş yavaş ortadan kalkmakta veya azalmakta olan bir sürece geçiş yapılmıştır. Bu sebeple istihdam veya işsizlik kavramı son derece önemli hale gelmiştir. Teknolojik gelişmelerin her geçen gün artış göstermesiyle bilek gücünün yerini makinelere ve robotlara devredildiği bilinen bir gerçektir. Bu bilgiler ışığında tezin ana konusu emeğin önemi ve teknoloji istihdam ilişkisi olmakla beraber, teknolojinin iktisadi kavramlardan olan ekonomik kalkınma, küresel rekabet, işgücü ve sendikalaşma gibi alanlara olan etkileri değerlendirilmekte olup, bu konuda farklı görüşlere de yer verilmektedir. Bunun yanında teknolojik gelişmelerin gelişmiş ülkeler ve ülkemiz ile ilişkileri ele alınıp, istatistiksel veriler ışığında bazı değerlendirilmelere yer verilmektedir.