dc.description.abstract |
Göç, 21 yüzyılın önemli bir olgusudur. Yeni göç eğilimleri küreselleşme bağlamında ortaya çıkmış ve çeşitli etkilere neden olmaktadır. Küreselleşme süreci insanların, sermayenin, fikirlerin, bilginin, kültürün ve bu, modern uluslararası ilişkiler sisteminin yeni bir politik, sosyal ve demografik resmini oluşturur. Bu bağlamda, uluslararası göç hem küresel kalkınma hem de bazı devlet aktörleri için önemli bir meydan okuma haline gelmiştir. Göç olgusu Orta Asya devletleri içinde önemlidir. Orta Asya'daki göçün ana rolü baskın küresel ve bölgesel eğilim olarak emek göçü alır. Orta Asya ülkelerinin çoğunda azalan üretim, düşük ücretler, yüksek işsizlik ve yoksulluk göçün nedeni olarak açıklanabilir. Bununla birlikte, işgücü göçü, ana ülkelerdeki işsizliğin azaltılması, genellikle sosyal refah yardımının güçlü bir etkisine yol açarak ve bu tür sorunların üstesinden gelmeye yardımcı olabilecek göçmen dövizleri nüfusun satın alma gücünü artırarak bu itici ekonomik faktörlere olumlu bir şekilde sonuçlanabilir.Uluslararası göç süreçleri, Avrasya'nın tam merkezinde bulunan ve bir geçiş devleti olan ve bir donör ülke olan ve SSCB'nin dağılmasından sonra, Orta Asya ülkelerinden büyük göçmen akınlarını kabul eden benzersiz özelliklere sahip olan Kazakistan için özel bir öneme sahiptir. Bu araştırmada, Orta Asya ülkelerine ve Orta Asya ülkelerinden gelen göçün, bölgenin ve ülkelerin sürdürülebilir kalkınmasının sosyo-ekonomik yönlerini nasıl ve ne ölçüde etkileyeceği araştırılacaktır. Öncelikle uluslararası göç ve kalkınma arasındaki ilişkinin bu tartışmalar çerçevesinde nasıl şekillendiğini teorik ve ampirik veriler ışığında incelemeyi hedeflemektedir. Daha sonra uluslararası göç ve kalkınma ilişkisinin 2030 BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, Küresel göç gibi güncel uluslararası belgelerde nasıl ele alındığını değerlendirecektir. |
en_US |